Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası Sorumluluk Hukuku Kapsamında Devletin de Facto Organı Kavramı Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

A Short Reappraisal of the Concept of De Facto State Organ in International Law of State Responsibility

Bleda R. KURTDARCAN

Uluslararası hukukta devletin haksız fiillerinden dolayı sorumluluğuna yönelik kuralların bir ölçüde açıklığa kavuşturulması Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun yaklaşık yarım yüzyıllık çalışmaları neticesinde mümkün olmuştur. Bugün için bile birçok tartışmalı husus ve tespit ihtiva eden devletin sorumluluğuna ilişkin kurallar çerçevesinde devletin de facto organları kuramı ve bunun temelindeki isnat kriterleri, uluslararası hukuk doktrini ve içtihat arasında ince ve fakat önemli görüş farklılıkları üzerine inşa edilmiştir. Devlet dışı aktörlerin eylemlerinin devlete isnat edilmesi konusunda devletler arası uygulamada sıklıkla atıf yapılan bu kuramın doktriner gelişiminin izlenmesi ve temel kriterlerinin tespit edilmesi suretiyle netlik kazanması, özellikle hibrid savaşın giderek sıklıkla başvurulan bir devletler arası mücadele yöntemi olduğu günümüze ve yakın gelecekte uluslararası hukuk düzenin korunmasına yardımcı olacaktır.

De Jure Organ, De Facto Organ, İsnat Edilebilme, Sorumluluk, Özel Kişi ve Gruplar.

The clarification of international law rules on the responsibility of states for wrongful acts has only been possible after almost half a century long work of International Law Commission. Many of these rules however, are based on highly disputed points and comments. One of the most controversial issues in these rules is the theory of the state’s de facto organs and the attribution criteria thereof which are developed upon subtle but important differences in legal viewpoints. The survey of the doctrinal development of this theory, to which reference is often made in the context of the attribution of illegal act of private actors to states and the clarification thereof by discovering its basic criteria is thought to serve well the purpose of preserving public international law order in today’s and near future’s world where hybrid warfare has been and will be one of the most widely used method in interstate rivalries.

De Jure Organ, De Facto Organ, Attribution, Responsibility, Private Persons and Groups.

Devletin esasında bir tüzel kişilik olup görev ve faaliyetlerini ancak gerçek kişiler aracılığıyla yerine getirdiği gerçeği1 göz önünde tutulduğunda, eylem ve faaliyetleri devletin eylemi olarak kabul edilecek organların ve ajanların tespit edilmesinin devletin sorumluluğu hukuku aracılığıyla tüm uluslararası hukuk düzeni için ne derecede önemli bir husus olduğu da ortaya çıkmaktadır. Nitekim bir devletin üstlendiği uluslararası yükümlülüklere saygı göstermesinin sağlanmasına yönelik en önemli mekanizma olan sorumluluk hukukunun en temel unsurlarından birini, bir gerçek kişi ya da onlardan oluşan bir başka aracı yapının hukuka aykırı eylemlerinin devletin eylemi olarak kabul edilip edilmeyeceğini, böylece de işbu eylemin devletin sorumluluğuna yol açıp açmayacağını tespit etmek için uluslararası hukukun başvurduğu isnat etme kurumu oluşturmaktadır.2 Bu bağlamda isnat etme kurumu esas itibariyle devletin egemenlik yetkilerine dayanmak suretiyle kendi iç anayasal ve yasal düzenlemeleri ile belirlediği, de jure organ ve ajanlarının eylem ve işlemlerini doğrudan devletin eylemi olarak kabul etme mantığı ile işlemektedir.3 Bu anlayışın sonucu olarak devletin örgütlenme şemasına dâhil olan tüm hükümet organlarının, kurumlarının ve de memurlarının bu sıfatlarla yaptıkları eylemlerin devlete isnat edileceği kabul etmektedir.4

Bununla birlikte devlet hesabına hareket eden ve dolayısıyla eylemleri devlete isnat edilecek olan kişiler sadece devletin de jure ajan ve organlarından ibaret değildir. Nitekim Prof. Kress’in ifade ettiği üzere, genel kural olarak, devletin tüm de jure organlarını içeren devletin resmi örgütlenmesi söz konusu devletin iç hukukuna göre belirlenebilse de bu hukuki yapı, devletin de facto organları ile tamamlanan devletin etkin örgütlenmesini tam anlamıyla ortaya koymaktan uzaktır.5

Dolayısıyla devletlerin uluslararası planda iradelerini hayata geçirmek için başvurdukları modus operandi yani resmi örgütlenmelerinin ötesine geçen bir etkin örgütlenme mekanizması kullanmaları dikkate alınarak, uluslararası hukukta oldukça istisnai hallerde, devletin resmi ajanı ya da organı olmayan, en geniş anlamda alınsa dahi devletin örgütlenmesinin üyesi olmayan özel kişi ve grupların hareketlerinin de devletin eylemi olarak addolunması imkânı kabul edilmiş ve bu durumu düzenleyen bir kural geliştirilmiştir.6 Prof. Kress’in haklı bir şekilde ifade ettiği üzere devletin hukuka aykırı eylemlerinden sorumluluğu kapsamında devletin de facto organı kavramının geliştirilmesi ve bunun üzerinde bir genel kural oluşması, Uluslararası Adalet Divanı’nın Statüsü’nün 38. maddesinin 1. paragrafının d) bendinde ortaya konulduğu şekliyle uluslararası hukukun yardımcı kaynaklarının bu hukukun yaratılması ve geliştirilmesinde ne derecede önemli bir rol oynayabileceğinin en temel örneklerinden birini teşkil etmektedir.7