Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davaları ve Uygulamadaki Çelişkiler

Actions About Unsettled Credits in Labor law and Contraversy in Judiciary

Mustafa KILIÇOĞLU

Bu çalışma, iş hukukunda belirsiz alacak davaları ve uygulamadaki birbiri ile çelişkili kararlara yöneliktir. Bu bağlamda ilk olarak belirsiz alacak davalarının doğuş dinamikleri ele alınmıştır. Daha sonra Karşılaştırmalı Hukuka da yer vererek hukuki niteliği belirlenmiştir. Kısmi eda davasına kısaca değindikten sonra Yargıtay kararlarındaki çelişkili durumlar ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Son olarak çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

Belirsiz Alacak, Kısmi Dava, İşçilik Alacakları, Tespit Davası, Talebin Arttırılması.

This work is about the actions brought for unsettled credits in Labor Law and the juridical decisions which are contrary to each other. For this reason, firstly the creating dynamics of unsettled credits have been examined. Later, the legal qualification of them is made, also referring to Comparisan Law. After mentioning the partialy demanded actions for performance shorty, the conflicts in the decisions of Court of Cassation are handled in details. Lastly, resolving objections are made.

Unsettled Credits, Partial Action, Workmanship Receivables, Declaratory Action, Increasing of Demand.

I. BELİRSİZ ALACAKLARIN NORMATİF AÇIDAN DOĞUŞ NEDENLERİ

Belirsiz alacak ve tespit davası mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Kanununda yer almayan bir düzenlemedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi İsviçre ZPO Art. 85 hükmünden alınmıştır. Kanun koyucunun özellikle üzerinde durduğu ve gerekçesini geniş tuttuğu bu hüküm birçok yönden hakkın korunmasını amaçlamaktadır. Kanun koyucu öncelikle hakkı ihlal edilen veya ihlal tehlikesi altında olan kişiyi, olabildiğince geniş şekilde korumayı amaçlamaktır. İkincisi usul ekonomisine aykırı durumları ortadan kaldırmaktadır. İddianın genişletilmesi yasağı bu tür bir yasaktır.1

Diğer yandan da alacağın belirli hale gelmesini takiben ortaya çıkan yeni talep eksik bildirilmiş ise, bundan sonra yeni bir artırma isteğinin iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşılabileceği olgusuna işaret etmiştir. Davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durumun söz konusu olduğu vurgulanmıştır.2 Kanun koyucu özellikle bir tazminatın tahsili yerine alacağın miktarının ve borçlunun sorumlu olduğunun tespitini amaçlayan bir dava açılabileceğini, bununla zamanaşımının kesileceğini davada istihsal olunan ilam genel haciz yoluyla takibe konulacağını, borçlunun göze alamayacağı icra inkâr tazminatının devreye gireceğini ifade etmektedir.

Özetle kanun koyucu, alacaklının yalnızca eda davası veya yalnızca tespit davası yahut kısmi eda ile birlikte külli tespit davası açabilme olanağına sahip olduğunu, bununda Ay. m.36, AİHS m.6 ile uyum içinde olduğunu belirtmiştir3.