Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik İlkesi

The Principle of Equality Before Public Burdens

F. Ebru GÜNDÜZ

İdarenin kusursuz sorumluluğunun dayandığı ilkelerden bir tanesi, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesidir. Buna göre, idarenin sunduğu hizmetlerden herkes faydalanmasına rağmen, bazı kişiler bu hizmetler dolayısıyla özel ve ağır bir zarara katlanmak zorunda kalırlar. Adalet ve hakkaniyet ilkeleri gereğince idarenin bir kusuru olmasa da bu kişilerin gördükleri zararların tazmin edilmesi gerekir. İdarenin kusursuz sorumluluk ilkelerinden bir diğeri de tehlike ilkesidir. Danıştay kararlarında bazen tehlike ilkesinin uygulanması gereken durumlarda kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesinin uygulandığını görmekteyiz. Tehlike ilkesi, kaza veya buna benzer hizmetin olağan akışının dışında gerçekleşen olaylar için kullanılmalıdır. Kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi ise tam tersine, hizmetin olağan akışı sonunda ortaya çıkan zararlar için kullanılmalıdır.

Kusursuz Sorumluluk, Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik İlkesi, Adalet, Hakkaniyet, Olağanüstü Zarar.

The principle of equality before public burdens is one of the principle of the administration’s flawless liability. Accordingly, even though everyone to benefit from the services offered by the administration, some people are forced to endure a heavy and special damage. Not the fault of the administration in accordance with the principles of justice and equity must also be compensated fod damage if they have. Another of the principle of administration’s flawless liability is risk. In Danıştay’s decisions sometimes be applied the principle of equality before public burdens instead of risk. Risk principle, it must be used for accidents or similar services or events that ocur outside of the ordinary. The principle of equality before public burdens on the contrary, at the end of the service should be used for ordinary damages.

Flawless Liability, The Principle of Equality Before Public Burdens, Justice, Equity, Extraordinary Damage.

GİRİŞ

Mazarrat menfaat mukabelesindendir; yani bir şeyin menfaatine nail olan onun mazarratına da mütehammil olur1. Mecelledeki bu hüküm ile zararın menfaatin karşılığı olduğu yani bir şeyden faydalanın ondan ortaya çıkabilecek zararlara da katlanması gerektiği ifade edilmektedir. İşte Mecellede yer alan bu hüküm kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesinin temelini oluşturmaktadır.

Gelişen teknoloji ve idarenin sunmuş olduğu kamu hizmetlerindeki çeşitlilik sebebiyle idarenin kusura dayanan sorumluluğu, idarenin sebep olduğu zararların karşılanmasında yetersiz kalmıştır. Sonuçta idarenin kusursuz da olsa sorumlu olmasını sağlayan kusursuz sorumluluk ilkeleri yargı kararları ile hukuk sistemimize girmiştir. Yargı kararlarına baktığımızda idarenin kusursuz sorumluluğunun dayanağı olarak, eşitlik, adalet-hakkaniyet-nasafet2, risk, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkelerine başvurulduğu görülmektedir. Yargı mercileri idarenin kusursuz sorumluluğuna hükmederken bazen bu ilkelerin bir tanesine bazen de birkaç tanesine dayanmaktadır. Yine doktrinde de idarenin kusursuz sorumluluğuna ilişkin ilkelerin farklı başlıklar altında incelendiğini görmekteyiz3.

1961 Anayasasının 114’üncü maddesinin son fıkrasında ve 1982 Anayasasının 125’inci maddesinin son fıkrasındaki İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür hükmü, idarenin hem kusurlu hem de kusursuz sorumluluğunun Anayasal dayanağını oluşturmaktadır4. Görüldüğü gibi idarenin vermiş olduğu zararlardan sorumlu olacağını düzenleyen bu hüküm, idarenin sorumluluğunun esaslarına, dayandığı ilkelere dair herhangi bir düzenleme getirmediği gibi idarenin sorumlu olabilmesi için herhangi bir kusur vurgusunda da bulunmamıştır. Dolayısıyla bu hususlarda yasalarla düzenleme yapılabilecek, yasal bir düzenlemenin bulunmadığı durumlarda ise, yargısal içtihatlarla idarenin sorumluluğuna ilişkin esaslar belirlenecektir. Lakin ülkemizde de idarenin sorumluluğuna ilişkin pek çok prensibin yargı mercileri tarafından geliştirildiğini görüyoruz5.