Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Siyasi Partilerin Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı Haline Gelmesi Sebebiyle Kapatılması Rejimi ve Refah Partisi Kararı Çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Konuya Yaklaşımı

The Regime of the Dissolution of the Political Parties Owing to Becoming the Centre of Anti-Secular Activities Within the Framework of the Decisions of Constitutional Court and the Approach of the European Court of Human Rights to the Subject Within the Framework of the Case of “Refah Partisi”

Can Çelik

Bu çalışmada, belli bir ideoloji, ekonomik ve siyasi projeyi gerçekleştirmek adına siyasi iktidarı ele geçirmek ya da kullanılmasına katılmak amacıyla kurulan örgütler olan ve temsili demokrasilerde iktidarı ele geçirme ya da kullanımına katılmayı seçim kurumu aracılığıyla gerçekleştiren** siyasi partilerin kapatılması rejimi Türk ulusal hukuk düzeni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı çerçevesinde ve laiklik eksenli olarak analiz edilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde siyasi partilerin kapatılmasına dayanak oluşturan ulusal mevzuat ifade edildikten sonra Türk Anayasa Mahkemesi içtihatları çerçevesinde laikliğin ne anlama geldiği açıklanmıştır. Daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelme sebebi ile kapatılan partiler genel hatları ile anlatılmış ve detaylı bir şekilde Refah Partisi'nin neden kapatıldığı incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde AİHM'in siyasi partilerin kapatılmasına yönelik yaklaşımı değerlendirilmiştir. Bu bölümde önce AİHM içtihatları çerçevesinde siyasi partilerin kapatılmasına yönelik müdahalelerde göz önünde bulundurduğu kriterler incelenmiştir. Daha sonra siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran Venedik raporu hakkında bilgilendirme yapıldıktan sonra AİHM kararları çerçevesinde, laiklik perspektifinde siyasi parti kapatılması ile ilgi tek karar olan Refah Partisi kararı analiz edilmiştir. Son olarak AİHM'in Refah Partisi kararına yönelik yapılmış olan eleştirilere yer verilmiştir.

Siyasi Partiler, Laiklik, Türk Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.

In this paper, the regime of the dissolution of the political parties is analyzed within the framework of Turkish Legal System and case of law of European Court of Human Rights (ECtHR) on the base of laicism. At the first part of the paper, after the explanation of the base laws of dissolution of the political parties, the meaning of secularism is explained within the framework of the case law of Turkish Constitutional Court. Then, the political parties dissolved by the Constitutional Court owing to becoming the center of anti-laic activities are examined, and then the reason of dissolution of Refah Partisi is explained in detail. At the second part of the paper, approach of the ECtHR to dissolution of political parties was analyzed. Firstly, the criteria taken into consideration by ECtHR at the time of examination of the interventions aimed to dissolve the political parties are explained. Refah Partisi decision of the ECtHR, the only decision which has a laic perspective, is analyzed after the Venice Report, which makes the political parties be dissolved difficultly, is instructed. Lastly, the critics to ECtHR regarding the Refah Partisi decision are explained.

Poltical Parties, Laicism, Turkish Constitutional Court, Refah Partisi, European Court of Human Rights.

I. TÜRK HUKUK DÜZENİNDE SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASI REJİMİ

Çalışmanın ilk bölümünde siyasi partilerin kapatılması rejimi, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin mevzuatın belirtilmesi, Türk Anayasa Mahkemesi'nin oluşturduğu içtihat çerçevesinde laiklikten anlaşılması gerekenin ne olduğu, bu çerçevede genel hatları ile laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelen parti kapatma davaları ve geniş bir şekilde Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi kararı çerçevesinde değerlendirilmiştir.

Türk hukuk düzeninde, 1982 Anayasası'nın Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları başlıklı 67. maddesinin 1. fıkrası, Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma başlıklı 68. maddesi, Siyasi partilerin uyacakları esaslar başlıklı 69. maddesi ve Anayasa'nın çalışma ve yargılama usulünü düzenleyen 149. maddenin 1-3. fıkraları ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu "Siyasi Partiler" ile doğrudan ilgili mevzuatı oluşturmaktadır. Türk hukukunda siyasi partilerin kapatılması rejimi, esas itibariyle Anayasa'da düzenlenmiş bulunmaktadır. Siyasi partilerin kapatılması, anayasa ve kanunla getirilen yasaklara uymamanın en ağır yaptırımıdır ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanır. Siyasi Partiler Kanunu'nun 100. maddesine göre Anayasa'da yazılı nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı bir siyasi partinin kapatılması istemini içeren davayı re'sen ya da Bakanlar Kurulu'nun kararı üzerine Adalet Bakanı'nın istemiyle veya bir siyasi partinin istemiyle açmaktadır. Ancak her siyasi partinin istemde bulunma yetkisi bulunmamaktadır. İstemde bulunacak partinin, son milletvekili genel seçimlerine katılmış olması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubunun bulunması, ilk büyük kongresini yapmış olması, partinin merkez karar ve yönetim kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu ile dava açılmasının istenmesi yolunda karar almış bulunması ve istemin parti adına genel başkan tarafından yazılı olarak yapılmış olması gerekmektedir. Adalet Bakanı'nın ya da partinin yazılı istemi üzerine yeterli delil bulunduğu kanaatine varan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı davayı açmaktadır.1 Anayasanın 69. maddesi siyasi partilerin hangi durumlarda kapatılacağını göstermektedir. Buna göre:

Siyasi partinin tüzük ve programının Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasındaki “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez” hükümlerine aykırı olması; siyasi partinin Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasındaki yasaklara aykırı fiillerin işlendiği bir odak haline gelmesi ve yabancı devletlerden, gerçek ve tüzel kişilerden ve uluslararası kuruluşlardan mali yardım alması hallerinden birinin gerçekleşmesi durumunda Anayasa Mahkemesi siyasi partileri kapatabilmektedir. Yine 69. maddeye göre temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz ve partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesi'nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete'de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.