Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Işid'e Karşı Suriye'de Yapılan Operasyonların Meşruiyeti Bakımından 'isteksiz ya da Aciz Devlet' Teorisi

The 'Unwilling or Unable State' Theory with Respect to the Lawfulness of the Operations Against Isis in Syria

Derya AYDIN OKUR

Bu çalışmada, IŞİD terör örgütü ile mücadele için ABD önderliğinde kurulan uluslararası koalisyonun, Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonların meşruiyetinde kilit bir önem taşıyan 'isteksiz ya da aciz devlet' teorisinin uluslararası hukuktaki değeri ve Suriye bakımından uygulanırlığı tartışılacaktır. Uluslararası hukukta kuvvet kullanma yasağına ilişkin hukuki çerçeveye kısaca değinildikten sonra, IŞİD'e karşı operasyona katılan devletlerin, operasyonlar konusundaki hukuki gerekçeleri incelenecek ve bu bağlamda özellikle devlet dışı aktörlere karşı meşru müdafaa sorunu ile 'isteksiz ya da aciz devlet' teorisine dair tartışmalara yoğunlaşılacaktır.

IŞİD, 'İsteksiz ya da Aciz Devlet', Devlet Dışı Aktörler, Meşru Müdafaa, Kuvvet Kullanımı, Uluslararası Hukuk, Silahlı Çatışma.

Within this study, owing to its key importance in the lawfulness of the operations of US-led international coalition to fight against ISIS in Syria; the value of the 'unwilling or unable state' theory in international law and its applicability in Syria will be discussed.

Following a brief touch on the legal framework for the prohibition of the use of force in international law, the legal justification of the states participating in the operations against ISIS will be gone through and within this context; particularly, the debate around the issue of self-defence against non-state actors and the theory of 'unwilling or unable state' will be centered upon.

ISIS, IS, Islamic State, 'Unwilling or Unable State', Non-State Actors, Self-Defence, Use of Force, International Law, Armed Conflict.

GİRİŞ

El-Kaide terör örgütünden 2013 yılında ayrılarak Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)1 adıyla Irak ve Suriye'de geniş bölgeleri denetimine alan cihatçı örgüt, Irak'taki istikrarsız ortam ve Suriye'deki iç savaşın da etkisiyle kısa sürede güçlenmiştir. IŞİD'in rehin aldığı kişilere uyguladığı vahşi infazları videolar aracılığıyla dünyayla paylaşması, denetimi ele geçirdiği bölgelerde yerel halka ve özellikle kadınlara uyguladığı işkenceler, tüm dünyada öfke ve korkuyla izlenmiştir.2

Irak yönetimi, ülkesinin önemli bölümlerinde denetimi ele geçiren3 IŞİD ile mücadele için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) önderliğinde uluslararası toplumu yardıma çağırmıştır. 25 Haziran 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler'e (BM) gönderdiği mektupta Irak, IŞİD'in yarattığı tehlikenin ele alınması konusundaki yardım isteğini ortaya koymuştur. Irak daha sonra 20 Eylül 2014 tarihinde BM'e gönderdiği bir başka mektupta yardım talebini yineleyerek, kendi topraklarında IŞİD'e karşı yapılacak silahlı müdahaleye rıza gösterdiğini belirtmiştir.4 ABD önderliğinde kurulan uluslararası koalisyonla Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı operasyonlara başlanmıştır.

Bir yandan IŞİD terör örgütünün korkunç eylemleri ve hızlı ilerleyişi, diğer yandan IŞİD'e karşı batılı devletler ve bölge devletlerinin desteği ile geniş çaplı bir koalisyonla operasyonlar yapılması, operasyonların meşruiyeti konusunda ilk bakışta genel bir kabul olduğu izlenimi verse de, uluslararası hukuk bakımından tartışılması gereken birçok konu bulunmaktadır.