Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sahte Bilanço Düzenleme Fiilinin, 
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu İle
 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Açısından 
Değerlendirilmesi

Evaluation of Making False Balance Sheet Up From the Point of Banking Law No. 5411 and Turkish Penal Code No. 5237

İbrahim KILIÇASLAN

Bankacılık faaliyeti, küresel finansal krizlerin yoğun ve yıkıcı etkisi ile birlikte ulusal otoriteler tarafından özenle izlenmeye ve belli aralıklarla raporlanmaya başlanmıştır. Hem bankaların mali durumuna ilişkin raporların hem denetim raporlarının gerçeği yansıtması yatırımcılar açısından çok önemli bir husustur. Bu anlamda Türkiye’de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu yürürlük kazanmış ve bankacılık suçları düzenlenmiştir.

Bu çalışmanın konusunu ise sahte bilanço düzenlenmesi durumunda sorumluların 5411 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK karşısındaki durumu oluşturmaktadır. Bu minvalde, öncelikle bankaların düzenlemek zorunda oldukları tablolara yer verilecek akabinde sahte bilanço düzenlemek fiilinin temas edebileceği suçlar açıklanacak ve son olarak sahte bilanço düzenleme eylemi ile bahsedilen suçların unsurları karşılaştırılacaktır.

Bankacılık Suçu, Sahte Bilanço, Muhasebeleştirme.

Banking activities are subject to careful surveillance and reporting at certain intervals by national authorities together with the dense and subversive effect of global financial crisis. It is a very important issue from the investors’ point that both reports on financial situation of banks and audit reports are reflecting the fact. In this sense, the Banking Law no.5411 is put into effect and banking crimes are arranged in Turkey.

The subject of this paper is the situation of the persons who are responsible before the Law no.5411 and Turkish Penal Code no.5237 in case of making false balance sheet. In this manner, first of all the tables which banks are obliged to prepare will be given, then the offenses might correspond to making false balance sheet will be explained and finally act of making false balance sheet will be compared with mentioned crime elements.

Banking Crime, False Balance Sheet, Accounting.

I. Giriş

Sermaye hareketlerinin önündeki engellerin minimize edilmesi, ülkelerin finansal piyasalarının dışsal şoklardan maksimum seviyede etkilenmesine neden olmaktadır. Nitekim bu durumun en somut örneği, 2008 küresel finans kriziyle yaşanmıştır. Amerika menşeli finansal kriz çok kısa zamanda tüm dünyaya sirayet etmiş ve bazı ülkeler iflasın eşiğine gelmiştir. Şüphesiz bu durumun en temel sebebi, özellikle sermaye hareketlerindeki serbestliktir. Sermaye hareketlerinin bu denli serbest olması, aynı zamanda, bir paradoks olarak da kabul edilebilecek olan, regülasyon mekanizmalarını proaktif önlemler almaya itmiştir. Burada amaçlanan durum ise sermaye hareketlerinin serbest olmasından kaynaklanan olumsuz etkilerin en aza indirilmesidir.

Finansal piyasaların en önemli aktörleri ise sermaye hareketlerine aracılık eden bankalardır. Banka en basit tanımıyla tasarruf fazlası olanlar ile tasarruf açığı olanlara aracılık eden finansal kuruluşlar olarak ifade edilebilir. Ülkelerdeki otoriteler, bankaların dışsal şoklara karşı daha dirençli olmalarını, yerli ve yabancı yatırımcıların daha yerinde yatırım kararı almalarını ve toplumda finansal piyasalara olan güvenin devam etmesini teminen bazı yasal önlemler ve müeyyideler almak zorunda kalmıştır. Bu önlemlerden bir kısmı da bankaların mali tablolarının düzenlenmesine ve yayımlanmasına ilişkindir. Söz konusu mali tabloların doğru ve anlaşılır olması yerli ve yabancı yatırımcının sermayesini doğru yönlendirmesinde ayrı bir öneme sahiptir.

Türkiye’de de bu gelişmelere paralel olarak 1.11.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Anılan Kanun’da, bankacılık işlemlerinin yanı sıra bankacılık suçları ve müeyyideleri de düzenlenmiş, finansal piyasalarda güvenin ve istikrarın sağlanması kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin haklarının ve menfaatlerinin korunması amaçlanmıştır. Finansal piyasalarda şeffaflığı ve hesap verilebilirliği sağlayan en önemli enstrüman, yukarıda da ifade edildiği üzere, mali tablolardır. 5411 sayılı Kanunun 37’nci maddesinde bu hususa paralel bir düzenleme yapılmıştır: “Bankalar, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun ve kuruluş birliklerinin görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenecek usul ve esaslara uygun olarak muhasebe sistemlerinde tek düzeni uygulamak; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarına uygun olarak tüm işlemlerini gerçek mahiyetlerine uygun surette muhasebeleştirmek ve finansal raporlarını bilgi edinme ihtiyacını karşılayabilecek biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilir ve karşılaştırılabilir, denetime, analize ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve doğru şekilde düzenlemek zorundadır”.