Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vergi Ceza Hukukunda Dava Zamanaşımı: Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Olarak, Deftere Kayıt Tarihi mi Yoksa Beyanname Verme Tarihi mi Esas Alınmalıdır?

İsmet ÜNSAL

ÖZET:

Bu makalemizde, bir kısım ceza hukuku kavramlarını kısaca açıkladıktan sonra Yargıtayımızın sahte fatura düzenlemek ve sahte fatura kullanmak suçlarının oluşumu ve bu suçlarla ilgili zamanaşımı sürelerinin başlangıç tarihlerine dair, hukuk mantığına uymayan uygulamalarını tenkit edeceğiz. Bunun yanı sıra vergi ziyaının meydana gelmesi, vergi suçunun unsurları arasından çıkarılmış olmasına rağmen, bazı yargı mercilerimizce hâlâ 1.1.1999 öncesindeki gibi işlem yapılmasının sakıncalarına dikkat çekeceğiz.

Anahtar Kelimeler: Dava Zamanaşımı, Zamanaşımının Durması, Zamanaşımının Kesilmesi, Sahte Fatura Kullanma Suçu, Tehlike Suçu, Vergi Kaçakçılığı.

I. Temel Kavramlar ve Hukuki Düzenlemeler

Zamanaşımı , kanunda belirlenmiş bir sürenin geçmesi ile bir hakkın kazanılması ya da kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Bir suçtan ötürü yasada gösterilen süreler içerisinde dava açılmamış veya açılan dava sona erdirilmemişse devlet cezalandırma hakkından vazgeçmiş sayılır. Buna davanın zamanaşımına uğraması denir. Suçun işlenmesiyle toplumda meydana gelen dengesizlik ve gerginliğin zamanla geçmesi; suçu işleyen failin, yakalanma korkusuyla uzun süre ızdırap çekmiş ve bu süre içinde bir başka suç da işlememiş olması, geçen zamanın suçun aydınlatılmasına yarayacak delillerin elde edilmesini zorlaştırması gibi gerekçelerle fail hakkında dava açılamamakta, açılmışsa da düşmektedir.

Dava zamanaşımı kural olarak bir suçun işlenmesiyle başlar, hiçbir engelle karşılaşmadığı takdirde suçun gerektirdiği cezaya göre değişen sürelerin dolmasıyla tamamlanarak sonuçlarını ve etkilerini doğurur1. Dava zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, mütemadi (kesintisiz) suçlarda temadinin sona erdiği (kesintinin gerçekleştiği) günden, müteselsil suçlarda teselsülün sona erdiği (son suçun işlendiği) günden başlar. Suçun işlenmesiyle başlayan dava zamanaşımı süresi, durma yahut kesilme engelleriyle karşılaşmadığı takdirde TCK m. 66’da öngörülen sürelerin geçmesiyle dava açılamamasını, dava açılmışsa da düşmesini netice verir. Dava zamanaşımı süresinin uzamasına sebep olan engeller “durma” ve “kesilme”dir. Bu kavramların da izah edilmesi gerekmektedir.