Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İflasın Ertelenmesi Halinde
 Limited Şirkete Kayyım Atanması

Assignment of Trustee to a Limited Company in Case of Bankruptcy Adjournment

Soner ALTAŞ

Limited şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, müdür ya da müdürler kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacak; bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde ise durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirip şirketin iflasını isteyecektir. Şirketin iflasının istenmemesi müdürlerin cezaî sorumluluklarını gündeme getirecektir. Buna karşılık, bozuk olan mali durumunun ıslahı mümkün olan şirketlerde iflasın ertelenmesi mümkündür. İflasın ertelenmesinde ise şirkete kayyım atanması gündeme gelmektedir. Bu çalışmada, iflasın ertelenmesi halinde limited şirkete kayyım atanması hususu ele alınmaktadır.

Limited Şirket, İflas, İflasın Ertelenmesi, Yönetim Kayyımı, Gözetim ve Denetim Kayyımı.

If there are signs indicating a doubt that a limited company is under in deep debt, manager or board of managers shall prepare an interim balance sheet both according to the sustainability of the business basis and possible sales prices of assets; in case it is seen that assets in this balance sheet aren’t enough to meet the money owed to the creditors, the trustee shall inform the commercial court of first instance where the company’s headquarters is located about the situation and claim bankruptcy of the company. If bankruptcy of the company isn’t claimed the criminal liability of the managers shall be brought forward. On the other hand it is possible to adjourn bankruptcy of the companies when improvement of the bad shaped financial status is possible. Assignment of a trustee is brought forward in case of bankruptcy adjournment. In this paper assignment of a trustee issue in case of bankruptcy adjournment is discussed.

Limited Company, Bankruptcy, Adjournment of Bankruptcy, Management Trustee, Surveillance and Audit Trustee.

I. Giriş

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu1(TTK)2’nun 633’üncü maddesinde, “borca batık olma hâllerinde anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümler kıyas yoluyla uygulanır.”; 634’üncü maddesinde de “iflasın bildirilmesine anonim şirket hükümleri uygulanır” hükümlerine yer verilerek anonim şirket hükümlerine yollamada bulunulmuştur. Bu yollama uyarınca, TTK’nın, borca batık anonim şirketlere ilişkin 376’ncı maddesinin üçüncü fıkrası limited şirketlere de tatbik edilecektir. Bir diğer ifadeyle, limited şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, müdür ya da müdürler kurulu, aktiflerin, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacak; bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde ise durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirip şirketin iflasını isteyecektir. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanunu (İİK) uyarınca da, borca batıklık, limited şirket için iflas sebebi olup, İİK’nın 179’uncu maddesinde, “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir.” denilmiştir. İİK’nın 345/a maddesinde ise, “İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurları, 179’uncu maddeye göre şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemezlerse, alacaklılardan birinin şikâyeti üzerine, on günden üç aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilerek, şirketin iflasını istemeyen limited şirket müdürleri için cezaî sorumluluk öngörülmüştür.

Bununla birlikte, TTK’da, iflâsının istenmesi gereken şirketlere yönelik, uygulamada sıkça rastlanılan sorunlar dikkate alınarak, yeni kurallar da öngörülmüştür. Bu yeniliklerden birisi de, iflasın ertelenmesi müessesesidir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur3. Bu çerçevede, limited şirket müdürü (birden fazla müdür varsa müdürler kurulu) veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflâsın ertelenmesini isteyebilir (TTK m.634, m.377). İflasın ertelenmesi müessesesinde gündeme gelen geçici hukuki koruma tedbirlerinin en önemlisi ise, erteleme talebinde bulunan şirkete kayyım atanmasıdır. Arapça “kıyam” kelimesinden türemiş olan “kayyım”, “icra etmek, yürütmek, işini görmek, kaim olmak ve yerine geçmek” şeklinde anlamlar içermektedir. Hukuk terminolojisinde “kayyım” ise, “belirli bir malın, şirketin veya vakfın yönetilmesi veya belli bir işin görülmesi için tayin edilen kimse”dir4. İşte bu çalışmada, iflasın ertelenmesi halinde limited şirkete kayyım atanması hususu üzerinde durulmaktadır.

II. İflasının Ertelenmesi Halinde, Limited Şirkete Kayyım Atanması

İİK’nın 179’uncu maddesinin birinci fıkrasında, “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir.” denildikten hemen sonra, “Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflâsın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddî ve inandırıcı bulursa, iflâsın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddî ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 179/a maddesinde ise;