Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshinde Hakimin Takdir Yetkisi

Ersin ÇAMOĞLU

Türk hukukuna yeni TK ile giren 531. madde, anonim ortaklığın haklı sebeple feshi konusunda hakime, şirketin feshine ya da fesih yerine duruma uygun ve kabûl edilebilir başka bir çözüme karar verebilme hususunda olağanüstü nitelikli bir takdir yetkisi tanımıştır.Hakim bu istisnaî yetkiyi evrensel hukuk ilkelerinin, anonim ortaklığın temel niteliklerinin ve yasanın emredici hükümlerinin çizdiği sınırlar içinde kullanmalıdır. Hakim takdir yetkisi kapsamında, organların vazgeçilmez yetkileri içinde kalan alanlara girmemeli; tüm ortakların özgür iradesiyle kabul edilen esas sözleşmenin tadili sonucu doğuran çözümler getirmemelidir. Hakimin bu yetki kapsamında, şirketin özgün yapısını değiştirecek ve onu başka bir şirkete dönüştürecek çözümlere karar verme yetkisi yoktur.

Haklı sebep, çekilmezlik, seçeneksel çözüm, menfaatler dengesi, takdir yetkisi, duruma uygun ve kabûl edilebilir çözüm.

The 531st article of the new Turkish Commercial Law gives the judge an extraordinary judicial discretion to dissolve an incorporated company with rightful cause or make a decision on any other acceptable solution as s/he sees fit. As s/he applies this extraordinary autority, the judge should not exceed the boundaries of universal principles of law, the basic qualities of the incorporated company and the obligatory articles of the law.Within the judicial discretion the judge should not intrude the irrevocable competence of the organs. The judge should not find any solutions which will cause any changes to the main agreement of the incorporated company that was accepted with the free will of all the partners. Nor does the judge has the authority to transform the original structure of the company.

Rightful cause, intolerableness, optional solution, balance of interests, judicial discretion, acceptable and reasonable solution.

I. HAKLI SEBEBİN GÖRECELİ NİTELİĞİ VE HAKLI SEBEBİ TAKDİRE BIRAKMA ZORUNLUĞU

Yasa, haklı sebebe hukuki sonuç bağladığı hiçbir yerde haklı sebebi tanımlamamış, çoğu kere örnek vermekten dahi kaçınmıştır1. Yine bunun gibi yasa koyucu haklı sebep kavramı için yapıcı unsurlar da belirlememiştir. Yasa koyucunun bu tutumu haklı sebebin göreceli niteliğinden kaynaklanmaktadır. Çünkü haklı sebep her şirketin tarihçesi, ortak sayısı, sermaye yapısı, yönetim biçimi, iş alanı, işletme ve çalışan sayısı, esas sözleşmesindeki özel düzenlemeler vb. somut koşulların bütünü içinde değerlendirilebilir. Haklı sebebin bu göreceli niteliği, yargıcın takdirine bırakılmasını zorunlu kılmaktadır.

Haklı sebeple fesihte hakimin takdir yetkisinin sınırlarını saptayabilmek için önce haklı sebep kavramını tanımamız gerekiyor.

Yukarıda belirttiğim gibi haklı sebebin yasal ya da öğretide oybirliğiyle benimsenmiş bir tanımı yoktur. Haklı sebebin bir anonim ortaklığın feshini gerektirecek nitelik taşıyıp taşımadığı, haklı sebebe temel olan maddi olguların davacı azınlığın şirkette ortak olarak devam etmesini (MK 2’ye göre) kendisinden bekleyemeyeceğimiz düzeyde zorlaştırmış olması ve menfaatler dengesinin de fesih sonucunu âdil (ve zorunlu) göstermesi ölçütüne göre belirlenir. Diğer bir anlatımla, şikayet konusu maddi olgular davacı ortağın şirkette devamını çekilmezlik düzeyine ulaştırmış olmalıdır. Haklı sebebin bunun dışında temel unsuru yoktur. Bu koşulların oluşup oluşmadığı her davadaki tüm somut veriler göz önünde tutularak değerlendirilir.