Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İptal Davalarında Kişisellik Unsuru Açısından Vakıfların Subjektif Dava Ehliyeti

Cemil KAYA

ÖZET:

Mevzuatta bir tanımı bulunmayan “menfaat” kavramının başlıca özellikleri, doktrin ve yargı içtihatları ile, kişisel-şahsi-zati (personal) olma, meşru (legitimate) olma ve aktüel-güncel (actual) olma şeklinde genel kabul görmüştür. İşte bu makalede iptal davalarında kişisellik unsuru açısından vakıfların subjektif dava ehliyeti ele alınacaktır. Bu doğrultuda konu ile ilgili olarak Danıştay Dergilerinde yayınlanan bütün kararlara da yar verilecektir.

Anahtar Kelimeler: İptal Davası, Vakıflar, Subjektif Dava Ehliyeti, Vakıf Senedi, Vakfın Amacı, Vakfın Tüzel Kişiliği.

Giriş

Hukuk devletinin bir unsuru olan idarenin yargısal denetiminin sağlanması, iptal davaları ile olur. Bu davalar, hukuka aykırı idari işlemleri ortadan kaldırmak suretiyle idarenin hukuka bağlılığını sağlama ve bu şekilde hukuk düzenini koruma amacını taşır. Ancak idari işlemlere karşı iptal davası açabilme, davacı açısından, diğerleriyle birlikte, menfaat ihlali koşulu na bağlanmıştır1. Yani menfaat ihlali, iptal davası açabilmenin ön koşulu sayılmıştır2. Bu durum “menfaat yoksa dava da yoktur” (pas d’intérêt, pas d’action – no interest, no action) şeklinde formülleştirilen bir yargılama usulü ilkesidir3. Danıştay’a göre de, “menfaat ihlali koşulu, iptal davalarının kabulü ve dinlenebilmesi için aranılan koşullardan biridir. Gerek doktrinde gerek yargı içtihatlarında bu koşul, subjektif ehliyet koşulu olarak kabul edilmekte; ne tür bir menfaat ihlalinin gerçek ve tüzel kişilere iptal davası açma yeterliğini sağladığını gösterecek ilişki, kural olarak iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre saptanmaktadır. Genelde, kişisel, meşru ve güncel bir menfaatin varlığı ve bunların ihlali, menfaat ilişkisinin kurulmasında yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı mercilerince belirlenmekte(dir)”4. Bu doğrultuda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde iptal davaları, “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan (davalardır)” şeklinde tanımlanmaktadır.

Mevzuatta bir tanımı bulunmayan “menfaat” kavramının başlıca özellikleri, doktrin ve yargı içtihatları ile, kişisel-şahsi-zati (personal) olma, meşru (legitimate) olma ve aktüel-güncel (actual) olma şeklinde genel kabul görmüştür5. İşte bu makalede iptal davalarında kişisellik unsuru açısından vakıfların subjektif dava ehliyeti ele alınacaktır. Bu doğrultuda konu ile ilgili olarak Danıştay Dergilerinde yayınlanan bütün kararlara da yar verilecektir.