Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları ve Terör Bağlamında Yakalama, Gözaltına Alma, Arama, Elkoyma ve Tutuklama

Ersan ŞEN

ÖZET:

Bu çalışmamızda, inceleme konumuz kapsamına giren koruma tedbirlerinin yasal dayanaklarını ve şartlarını anlatmak yerine, uygulamada karşılaşılan bazı sorunlara ve hukuka aykırılıklara değinmeyi uygun gördük. Ceza yargılaması hukukunun klasik koruma tedbirleri olarak kabul edilen bu koruma tedbirlerine ilişkin şekil ve şartların neler olduğu, zaten İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, 1982 Anayasası ve özellikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu tarafından ayrıntılı biçimde düzenlenmiş olduğundan, bu konuda ilgili hukuki düzenlemelere bakılmasının yeterli olacağını ifade etmek isteriz.

Anahtar Kelimeler: Yakalama, Gözaltına Alma, Arama, Elkoyma, Tutuklama, Koruma Tedbirleri, Şüpheli/Sanığın Zorla Getirilmesi.

Yakalama, gözaltına alma, arama, elkoyma ve tutuklama koruma tedbirlerine; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda, 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununda ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununda yer verilmiş; ceza yargılaması hukukuna ilişkin olan, kişi haklarına ve hürriyetlerine sınırlamalar getiren bu tedbirlerin genel hatları 1982 Anayasası tarafından çizilmiştir.

Ceza yargılamasında koruma tedbirleri olarak yakalama , gözaltına alma ve tutuklama , 1982 Anayasasının “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı 19. maddesine konu olmuş ve “Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.” hükmünün istisnaları olarak düzenlenip, bu koruma tedbirlerinin tatbiki için genel çerçeve, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m. 5 hükmüne uygun olarak çizilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu ise, m. 90, m. 91, m. 98 ve m. 100 ile devamı hükümlerinde, yakalama, gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerinin somut olaylarda uygulanabilme imkânlarını gösteren şekil ve şartları ortaya koymuştur. Kişi hürriyetine ve güvenliğine kısıtlama getirmeleri sebebiyle faili yakalamak ve/veya delil elde etmek maksadıyla uygulanan bu koruma tedbirleri, ancak kanunkoyucu tarafından gösterilen şekil ve şartların somut olayda gerçekleşmesi kaydıyla uygulama alanı bulabilirler. Bundan başka, sadece Kanunda gösterilen hukuki gerekçelerin soyut tekrarları da, bu önemli koruma tedbirlerinin tatbikinde yeterli görülemez ve hukuka uygun sayılamaz. Her somut olayda, o meselenin ortaya koyduğu özellikler ile koruma tedbirlerini düzenleyen yasal dayanaklar mukayese edilmeli, somut olayın özelliklerinin gereklilik taşıması halinde söz konusu koruma tedbirlerinin uygulanması yoluna başvurulmalıdır. Aksi halde, sırf soyut yasal dayanakların tekrarı yolu ile kişi hürriyetine ve güvenliğine sınırlama getiren koruma tedbirlerinin tatbiki cihetine başvurulması, keyfi ve hukuka aykırı karar, emir ve uygulamaların önünü açacak, bunun neticesinde de kamu görevlileri suç işlemiş olacağı gibi, elde edilen delillerin de hukuka aykırılığı kaçınılmaz şekilde gündeme gelecektir.