Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun İfade Özgürlüğü Kapsamında Değerlendirilmesi

The Offense of Insulting the President of Republic in 
Light of the Freedom of Expression

Onur ATAKAN

Cumhurbaşkanına hakaret suçu özellikle son yıllarda gittikçe artan bir uygulamaya sahiptir. Genel hakaret suçu yanında özel olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen bu suç tipi, ifade özgürlüğü ile olan ilişkisi çerçevesinde insan hakları bağlamında ihlal yaratacak unsurları barındırmaktadır. Suçun Cumhurbaşkanına imtiyazlı bir koruma öngörmesi ve ikinci olarak İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin çok istisnai durumlarda ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına izin verdiği politik konuları da içermesi bu çalışma kapsamında incelenecektir.Çalışmada, ifade özgürlüğünün genel yapısı ile birlikte özel olarak kişinin şöhret ve haklarının korunması meşru amacıyla hakka yapılan sınırlandırmalar ve bu arada devlet başkanlarına özel koruma öngören hakaret suçları yönünden hem İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi hem de İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin içtihatları incelenmiştir.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu, İfade Özgürlüğü, Başkalarının Şöhret ve Haklarının Korunması, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi.

The offence of insulting the President of the Republic, which is stipulated under the Criminal Code, has been subject to many investigations, especially in the recent years. Providing increased protection for the head of the state and privilege by means of a special law induces many possible conflicts in relation to the freedom of speech. The main two problems of this special law is that it provides special privilege to and protection for the President and authorizes courts to punish harsh criticisms aimed at the President of the Republic, even in political sphere.In this work, the freedom of speech as prescribed under the European Convention of Human Rights and its application by the European Court of Human Rights, the protection of the reputation or rights of others as a legitimate aim, and the special law enacted to protect the President of the Republic have been examined.

Insult to the President of the Republic, Freedom of Speech, Protecting Rights and Reputation of Others, European Convention of Human Rights, European Court of Human Rights.

I. GİRİŞ

Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde genel hakaret suçundan ayrı olarak düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçu özellikle son zamanlarda çokça soruşturma ve kovuşturmaya konu olmakta ve bu kapsamda tutuklu yargılamalar yapılmaktadır. Haklarında kovuşturma açılan kişiler arasında eski milletvekilleri, gazeteciler, muhalif parti mensupları, sendika çalışanları gibi birçok kişiyi saymak mümkündür1. Adalet Bakanlığı’nın, Melda Onur’un bilgi edinme başvurusuna verdiği yanıta göre Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde 545 kovuşturma izni ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ise (28.02.2015 itibariyle) 105 kovuşturma izni verilmiş olup; bunlardan 8’inde kovuşturma tutuklu olarak yapılmaktadır2.

Çalışma özel olarak Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve bu kapsamda ifade özgürlüğüne getirilmiş olan özel sınırlamanın, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatları çerçevesinde kabul edilebilir olup olmadığını incelemeyi hedef almıştır. Bu kapsamda ilk olarak gerek öğretide gerekse İHAM içtihatlarında ifade özgürlüğünün ele alınışı, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin yorumlanması ve bu kapsamdaki ölçütler incelenmiştir. Önemle belirtilmelidir ki, İHAS’ın 10. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sınırlandırma için aranan meşru amaçların her biri üzerinde durulmamıştır.

İkinci bölümde, Anayasa’da yer alan düzenlemeler ile Türk yargısının konuyu ele alışı ve kararları incelenmeye çalışılmıştır. Nihayet son bölümde ise, önceki açıklamalar ekseninde öngörülmüş olan özel suç hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Bu kapsamda, hakaret suçunun genel olarak unsurları ve işlenişi ceza hukuku boyutuyla çalışma kapsamında değildir. Buna karşılık, Cumhurbaşkanına hakaret suçu olarak özel düzenleme yapılması İHAS çerçevesinde ve İHAM uygulaması kapsamında değerlendirilmeye çalışılmıştır.