Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

NSU Davası: Görevden Alma Yükümlülüğü?

Eren BAŞAR

NSU davasında, resen tayin edilmiş müdafi ve sanık vekillikten çıkarılma için sırasıyla talepte bulunmuşlardır. Ancak Eren Başar, makul nedenlere rağmen resen tayin edilen müdafilikten çıkarılmanın kolay olmadığını belirtmektedir.

Çoğu yargılamada, devam eden duruşma safahatı sırasında bir müdafinin değişmesine nadir olarak rastlanmaktadır. Bu konuda Kachelmann yargılaması başı çeken bir örnektir; aynı şekilde Nürburgring yargılamasında da (başka sebeplerle) müdafinin değişmesi söz konusu olmuştur. Avukat ve müvekkil arasında, diğer tüm (yargılama) ortaklarında olduğu gibi sıklıkla görüş farklılıkları mevcuttur. Bazen bu durumda ilişkiye tahammül edilmektedir. Edilmediğinde veya edilmeye devam edilmediğinde, avukat doğru bir şekilde vekillikten çekilmelidir; diğer bir deyişle Mahkeme görevden alınmasına dair talimat vermelidir.

(Alman) Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (StPO) bu konuda doğrudan bir kanuni düzenleme mevcut değildir. Al. CMK'nın 143. paragrafı, yalnızca seçilmiş müdafiliğin üstlenilmesi durumunda, görevlendirmenin geri alınma zorunluluğunu düzenlemiştir. Bundan hareketle, çoğunluk görüşü ve mahkeme teamüllerine göre, yalnızca önemli bir nedene dayanıyorsa resen tayin edilen müdafinin görevden alınmasına karar verilebilir. Eğer yargılamada halihazırda ileri bir safhaya ulaşılmışsa, Mahkeme şüphe halinde yeni müdafi ile yeni yargılama yapmalıdır. Çoğu durumda, zarar fazla değildir. NSU davasında ise durum farklılık göstermiştir.