Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tek Satıcılık Sözleşmesinin Feshi Halinde Özellikle Reklam Giderlerinin Üreticiden Talep Edilmesi ve Bir Yargıtay Kararı

Ünal SOMUNCUOĞLU

Gerek yargısal içtihatlar ve gerekse doktrinde ittifakla kabul edildiği üzere, tek satıcılık sözleşmesi şu şekilde tanımlanmaktadır: “Tek satıcılık sözleşmesi, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde, sürekli edimli öyle bir sözleşmedir ki, bununla yapımcı, mamullerin tamamını veya bir kısmını belli bir coğrafi bölgede inhisari olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da, sözleşme konusu malları kendi yararına ve kendi hesabına satarak bu malların sürümünü artırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir”. Genel bir kabul gören bu tarife göre, tek satıcı bu ticari faaliyeti kendi nam ve hesabına ve dolayısıyla her türlü riski üstlenerek yürüttüğü için bazı yazarlara göre bu iş dolayısıyla ihtiyar ettiği masrafları ve özellikle de reklam giderlerini yapımcıdan talep edemez ve tüm masraflarını maliyetin üzerine ekleyeceği kâr payı ile karşılamak zorundadır.1

Biz bu görüşe katılmıyoruz. Her ne kadar Gökyayla kural olarak bu görüşü savunuyor ise de, değerli eserinin son baskısındaki, Sözleşmenin Üretici Tarafından Olağan Feshi Halinde Tek Satıcının Maliyetlerini Karşılayamadığı Yatırımları İçin Tazminat Talebi başlıklı bölümünde, “… maliyetleri karşılanamayan yatırımlar için tazminat, sözleşmenin önelli feshi ya da belirli süreli bir sözleşmenin uzatılmaması hali ile sınırlı gündeme gelebilir. … bu nedenle, üreticinin neden olduğu yatırımların maliyetlerinin henüz karşılanmamış olduğu bir zamanda, üretici sözleşmeyi feshederse tek satıcının sözleşmeden doğan haklı beklentileri yerine getirilmiş olmaz. Tek satıcının haklı menfaatlerini dikkate almayan böyle bir fesih sadakat yükümlülüğünün ihlalidir” demekte ve böyle bir tazminatın talep edilmesini beş şarta bağlamaktadır.2 Bu konuda tek satıcının tazminat talep etme hakkını çok kısıtlı bir açıdan inceleyen Gökyayla dahi görüşünü yumuşatmakta ve gerekli şartların oluştuğu ahvalde gider tazminatlarının yapımcıdan talep edilebileceğini öngörmektedir.

Bu alanda belki de Türk doktrinindeki ilk eseri veren İşgüzar ise, tam aksini savunmaktadır. Yazara göre, “yapımcı da gerekli olan belge ve malzemeleri tahsis etmek suretiyle tek satıcıya bu faaliyetlerinde yardımcı olmakla yükümlüdür. Yapımcı tarafından tahsis edilecek malzemenin başında reklam malzemeleri gelmektedir. Tek satıcı yeni müşteriler temin etmek ve yapımcının eski müşteri çevresini elde tutmak zorunda olduğundan, yapımcının reklamını gereği gibi yapma olanakları kendisine sağlanmalıdır”.3 Yazar, İsviçre hukukundan şu şekilde örnek vermektedir: “Tek satıcının ekonomik yönden acente ile benzerlik gösterdiğini vurgulayan Wyniger’e göre, müşteri çevresinin yaratılması için yapılan masrafları tek satıcı kendisi ödemektedir. Böylece, müşteri çevresinin genişletilmesi tamamen ya da önemli ölçüde tek satıcının kendi şahsi eseri olmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin sona ermesinden sonra tek satıcının müşterilerinden kazanç elde edebilecek durumda bulunan yapımcının tek satıcıya münasip bir tazminat ödemesi hakkaniyet gereğidir”.4 Yazarın Belçika hukukundan verdiği örnekte ise şöyle denilmektedir: “tazminatın miktarı hesaplanırken tek satıcının sürümün arttırılması amacıyla yaptığı ve sözleşmenin sona ermesinden sonra yapımcıya yarayacak olan masraflarla, sözleşmenin feshi nedeniyle tek satıcının işten çıkarmak zorunda kaldığı personele ödeyeceği tazminatlarda göz önünde tutulacaktır. Maddede sözü edilen masraflara örnek olarak, tek satıcının yapmış olduğu reklam giderlerini gösterebiliriz. Zira bu masraflar sözleşmenin sona ermesinden sonra yapımcıya yarayacak olan harcamalardır”.5 Görülüyor ki, ne doktrinde ve ne de yabancı mevzuatta tek satıcının giderlerinin ve özellikle de reklam giderlerinin sözleşmenin feshi halinde yapımcıdan talep edilemeyeceğine dair bir görüş ne doktrinde kabul görmüş, ne de Avrupa ülkeleri mevzuatında kabul görmüş bir hüküm içermektedir.