Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Noter Uygulamasında Tüketici Kredisi Hukuku

Niklas Patrick MAIROSE


A. Giriş

Tüketici kredisi hukuku, elbette noterlik faaliyetinin yoğunlaştığı veya noterin hâkim olduğu alanlardan birisi değildir. Alman Medeni Kanunu prg. 491 vd.’de düzenlenen tüketici karz sözleşmelerine ilişkin özel hükümler, Alman Medeni Kanunu prg. 491/3, 1 (eski metin) uyarınca noter tarafından düzenlenen sözleşmeler bakımından 11. 06. 2010 tarihine kadar genel itibariyle uygulama bulmamaktaydı. Bu muafiyet, 2008/48/EG sayılı Direktif’in iç hukukta uygulanmasıyla artık devre dışıdır. Noterin de tüketici karz sözleşmelerine ilişkin özel düzenlemeleri kapsamlı biçimde uygulamak zorunda olduğu haller bu nedenle git gide artmaktadır.

Alman kanun koyucu, 2008/48/EG sayılı Direktif’i 11. 06. 2010 tarihinde yürürlüğe girecek biçimde uygulamaya sokmuştur. Fakat bundan önce bile, karz alanların kredi satımlarından korunmasına ilişkin rizikoyu sınırlandıran kanunlar çerçevesinde kapsamlı bilgilendirme ve öğretme yükümlülükleri ile feshi sebebi olan ödeme temerrüdüne ilişkin şartlar kabul edilmiştir. Gayrımenkul kredilerine ilişkin özel hükümlerdeki gibi Direktif’in de amaçlanan tam uyum hedefine rağmen ulusal kanun koyuculara hareket imkânı verdiği birkaç olayda, Alman kanun koyucu Direktif’in asgari gerekliliklerini aşmaktadır.

Tüketici karz sözleşmelerine ilişkin Alman Medeni Kanunu prg 491 vd.’de yer alan düzenlemeler kural olarak tüketici kredisinin mutat şekline, bir banka tarafından müşterisine kredi verilmesine uygun hale getirilmiştir.1 Buna göre, eğer bir tüketici kredisi sözleşmesi banka ve tüketici arasındaki bir tip sözleşme şeklinde değil de, aksine bankanın katılımı olmaksızın normal bir müteşebbis tarafından akdedilirse, uygulamada, daha doğrusu hukuk uygulamasında sıklıkla sorunlar ortaya çıkmaktadır.