Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

“Lütfen Uygun Şekilde Yeniden Düzenleyiniz” – Alman Ceza Hukukunda Sorunlu Bir Nitelikli Hal Olarak Hırsızlık Suçunda Failin Tehlikeli Bir Eşyayı Yanında Bulundurması

Mustafa Temmuz OĞLAKCIOĞLU

I. Giriş

Failin hırsızlık suçunu işlediği esnada bir silah veya başkaca bir tehlikeli aleti “yanında bulundurması”, Al. CK § 244/1-1a’da cezayı ağırlaştırıcı bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir1. Bilindiği üzere; bir silah veya tehlikeli aletin suçun işlenmesi esnasında “kullanılması”, o suçla korunan hukuksal değerle doğrudan bir bağlantısı olmayan (ve gerek Alman gerekse Türk ceza hukukunda kendine yer bulan2) “uluslararası” cezayı ağırlaştırıcı bir nitelikli hal olarak kabul edilmektedir. Buna karşın suç işlenilmesi esnasında kullanılmamakla birlikte bir silahın veya tehlikeli bir aletin sadece bulundurulmasının ceza haddinin belirlenmesinde esas alındığı suç tipleri Türk Ceza Kanununda yer almamaktadır. Alman Ceza Kanununda ise – ayrıntılarda farklılıklar olmakla birlikte – bu tarz bir düzenlemenin yapıldığı suç tiplerine rastlamak mümkündür. Al. CK § 113/2-1 (icra memurlarına direnme), Al. CK § 121/3-1 ve 2 (tutuklu ve hükümlülerin ayaklanması), Al. CK § 125a/1 ve 2 (kamu barışını bozma suçunun çok ağır hali), Al. CK § 177/3/ 1 ve 2 (nitelikli cinsel saldırının çok ağır hali) bu tür suçlara örnek olarak verilebilir. Al. CK’da düzenlenen suçlar dışında yan ceza kanunlarında da bir silah veya tehlikeli bir aletin suçun işlemesi esnasında bulundurulmasının cezayı ağırlaştıran nitelikli bir hal olarak düzenlendiği suçlar da söz konusudur (örneğin Dernekler Kanunu § 27/2-3 ve Uyuşturucu Madde Kanunu § 30a/2-2). Ancak bu suçlar arasında silahla veya tehlikeli bir aletle işlenen hırsızlık suçları (Al. CK § 244/1 – 1a) karakteristik olarak işlenme yoğunluğu dolayısıyla pratik açıdan en önemli grubu teşkil etmektedir.

Alman yasa koyucu hırsızlık suçunun “rakibi” niteliğindeki ve Al. CK § 263/1’de düzenlenen dolandırıcılık suçunda böyle bir nitelikli hal düzenlemesine gitmemiştir. Bunun sebebi açıktır; zira dolandırıcılık suçunda fail, malvarlığı zararını hile ve desiseye başvurarak gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda hileli davranış gerçekleştirilirken bu esnada bir silahın taşınması hem dolandırıcılık suçu bakımından fail tipolojisine uygun değildir hem de neticenin gerçekleşmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Anılan düzenlemeler karşılaştırıldığında Al. CK § 244/1-1a’da tehlikeli bir aletin bulundurulması bakımından – Al. CK § 244/1-1b’den farklı olarak – sübjektif unsurun (yani bu aracı kullanma saikinin) tamamen göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. 1998 yılında yürürlüğe3 giren 6. Ceza Hukuku Reform Yasası ile eklenen ve o tarihten bu yana kesintisiz bir şekilde tartışılan hüküm şu şekildedir:

Her kim ki,