Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Borçlar Kanunu’nun Sözleşmenin Kuruluşu ve
 Şekline İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi

Mehmet ALTUNKAYA

I. Giriş

818 sayılı Borçlar Kanunu 22 Nisan 1926 tarihinde kabul edilmiş, 8 Mayıs 1926 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe girdiği tarihten günümüze 86 yıllık süreçte bazı değişiklikler yapılmış olsa da, köklü ve önemli değişiklikler yapılmamıştır. Ancak zaman içerisinde toplumun değişimi karşısında mevcut kanunlar ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmiştir. Bu durum kanun koyucunun yeni bir Borçlar Kanunu yapma gereğini duymasına sebep olmuştur. Özellikle 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medenî Kanunu ile birlikte bu durum kaçınılmaz olmuştur. Çünkü Borçlar Kanunu, Türk Medenî Kanunu’nun tamamlayıcısı ve beşinci kitabı olarak kabul edilmektedir.

Yeni Kanun’da esasa ilişkin en büyük ve en anlamlı değişiklik, Kanunun adında gerçekleştirilmiştir. Yürürlükteki Kanun’un adı “Borçlar Kanunu” iken, yeni Kanun “Türk Borçlar Kanunu” olarak ifade edilmiştir. Böylelikle, “Türk Medeni Kanunu”, “Türk Ceza Kanunu”, “Türk Ticaret Kanunu” gibi temel kanunlardaki durum burada da benimsenmiştir. Diğer taraftan 818 sayılı Borçlar Kanunu 544 maddeden ibaret iken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 649 maddeden oluşmaktadır. Bu Kanun, 11.01.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş olup, 04.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Yürürlüğe giriş tarihi ise, 1 Temmuz 2012’dir. Yürürlük tarihinin daha ileriki bir zamana ertelenmesinin sebebi olarak, “oluşması muhtemel aksaklıkların giderilmesinin amaçlandığı” belirtilmiştir.

II. İcap Kavramı Yerine Öneri Kavramı Kullanılmıştır

TBK m. 3 ve devamında “öneri ve kabul” düzenlenmiştir. Öneri, daha önceki kanunda yer alan icap kavramının yerine kullanılmıştır. İcabın yerine öneri kavramının kullanılmış olması doğru olmamıştır1. Çünkü öneri kavramı daha çok tavsiye anlamında kullanılmaktadır. Hâlbuki icabın anlamı tavsiye değil, sözleşme yapmak üzere yapılan ilk tekliftir. Özellikle tacirler arasında teklif kavramı yaygın olarak kullanılmakta ve ne olduğu herkes tarafından anlaşılmaktadır2.