Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Hukukunda Hastanın 
Tıbbi Müdahaleden (Varsayılan) Kaçınması –
Her Sorun Çözüldü mü?

Stefan SEITERLE

I. Giriş

Bir yaşlı bayan beyin kanaması geçirdikten sonra beş yıldan beridir uyanık koma halinde yatmaktadır; onun bir kolu kesilmiş ve ciddi biçimde zayıflamıştır. O yıllar önce, eğer bilinçsiz bir hale gelir ve söyleyemez durumda olursa, kendisine suni beslenme veya suni teneffüs biçiminde yaşamını uzatıcı önlemler uygulanmamasını istediğini, herhangi bir biçimde hortumlara bağlanmak istemediğini açıklamıştır. Tıbbi müdahalede bulunan doktor veya hastanın kızı suni beslenmeyi yarıda kesmek suretiyle hastayı hayatta tutan müdahaleyi sona erdirebilir mi ve böylece bayanın ölmesini sağlayabilir mi?

Bu, Alman Federal Yüksek Mahkemesi’nin ceza hukuku alanında 2010 yılında hakkında karar verdiği olayın kısa -ve hafifçe basitleştirilmiş- bir biçimidir1. Buna daha sonra yeniden döneceğim.

Ölüme yardım konusuna ilişkin tartışmaların merkezinde bir çatışma bulunmaktadır: Bir taraftan hastanın -en azından çoğu olayda- acı duymamak, genel olarak ifade edilirse ağrı ve acıdan bağımsız ve nihayetinde „onurlu ölüm“ün yalnızca vurgulayarak ifade edilebileceği bir yarara sahiptir. Diğer taraftan ise, doktorun tedavi etmek ve yaşatmak biçiminde bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Toplumun da, belirli koşullar altında insan yaşamının dokunulmazlığını olanaklı oldukça geniş kapsamlı olarak korumak, yani mümkün olduğunca doktor veya başka bir kişi vasıtasıyla yalın bir biçimde ölüme terk olayında dahi korumak şeklinde bir yararı bulunmaktadır.