Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye'de İnanç Gruplarının Tüzel Kişiliği Sorunu ve Yol Gösterici AİHM Kararları

The Problem That Legal Personality of Religious Communities and Leading European Court of Human Rights Decisions

İnanç gruplarının karşılaştığı problemler, gelişen insan hakları çerçevesinde sıklıkla gündeme gelmektedir. Bunların başında gelen ve dünya çapında tartışılan konulardan biri ise "inanç grupların tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı" meselesidir. Dini grupların ya da cemaatlerin tüzel kişilikleri ile faaliyet gösterebilmeleri, hukuki kişiliklerine bağlı olarak temsil edilebilmeleri ve çok uluslu devlet yapıları konuya hayati bir önem kazandırmıştır. Buna paralel olarak, müslüman ve gayrimüslim toplulukları yüzyıllardır bünyesinde barındıran ülkemizde de konuyla ilgili pek çok sorun meydana gelmiştir.

Elinizdeki çalışma, dini grupların tüzel kişiliği sorununu Türkiye özelinde değerlendirmektedir. Bu kapsamda öncelikle inanç gruplarının tüzel kişilik hakkı bir hak olarak incelenerek, eksikliğinde yaşanan sorunlar tespit edilmeye çalışılacaktır. Ardından konuyla ilgili Türkiye'deki yasal düzenlemelere yer verilecektir. Çalışmanın ikinci kısmında ise, insan hakları bağlamında Türkiye'ye yol gösteren ve uluslararası standartları ortaya koyan en önemli kurum olan AİHM kararları ele alınacaktır. Bu konuda akla ilk gelen düzenleme AİHS'nin 9. maddesinin koruduğu din ve vicdan özgürlüğüdür, ancak madde metninde ve protokollerde soruna yönelik bir kural açıkça zikredilmemektedir. Bununla birlikte, konuyla ilgili olarak AİHM'ye yapılan başvurularda verilen kararlar, mahkemenin "örgütlü dini grupların tüzel kişiliğinin bulunması gerekliliğini" içtihat yoluyla kabul ettiğini göstermektedir.***

İnanç Grupları, Dini Cemaatlerin Tüzel Kişilik Hakkı, Bessararabia, AİHS 9.madde, Din ve İnanç Özgürlüğü, Gayrimüslim Cemaatler.

The problem that legal personality of religious groups frequently comes to order as part of human rights which is a developing issue in the world and Turkey in last years. Both of the muslim and non-moslem comunities experiences many difficulties by reason of lack of legal personality, in our country. The right of legal personality of them is not stated in the text of Article 9 which protects the freedom of thought, conscience and religion and also it's protocols. However, ECHR has approved the necessity of legal personality of organized religious groups by case law in the last applications concernd with this legal question.

In this study, the issues are going to be identified in case of lack of the right of legal personality of religious groups, after it has been defined as a right. Subsequently, it is going to be mentioned legal arrangement in Turkey about this topic. In the second part, European standarts will be determined in the light of vital ECHR decisions.

Religious Groups, the Right of Legal Personality of Religious Communities, Bessararabia, ECHR Article 9, The Freedom of Religion, Non-Muslim Communities.

1. GİRİŞ

Elinizdeki çalışma, dini grupların tüzel kişilik hakkına ilişkin problematiği ve bu hakkın gerekliliğini Türkiye örneği ile ortaya koymak için kaleme alınmıştır. Öncelikle inancın tüzel kişilikle temsil edilmesinin önemi ve bunun aksinin ortaya çıkardığı güçlükler analiz edilerek, Türkiye'de uygulanan mevzuat ışığında konunun boyutlarının ciddiyeti ifade edilmiştir. Sorun ortaya konulurken özellikle Norveç Helsinki Komitesi ve Bilgi Üniversitesi'nin düzenlediği "İnanç Özgürlüğü Girişimi" organizasyonuyla gerçekleştirilen "Türkiye'de İnanç Gruplarının Tüzel Kişiliği Konferansı (2014)" ile Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu'ndan faydalanılmıştır. Böylece bu sorunun Türkiye'deki en güncel hali ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ardından, insan haklarının uluslararası korunmasında ülkemiz için ufuk olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yaklaşımı ele alınarak, Türkiye'de inanç gruplarının sahip olması gereken statüye kavuşmaları için temel kaynakları derleyen ve fikir verici bir metin ortaya koyulmuştur.

2. İNANÇ GRUPLARININ TÜZEL KİŞİLİK EDİNME HAKKI

İnanç gruplarının tüzel kişilik hakkının öznesini ve gerekliliğini kavramak için, hakkın dayanak noktası olan "insan haklarının" konumuzla ilgili kısımlarını belirtmek gerekmektedir. İnsan haklarının1 herkes tarafından kabul edilen tek bir tanımı yoktur. Bununla birlikte bilinen en yaygın tanım, "insanın insan olmaktan kaynaklanan hakları" şeklindedir.2

İnsan haklarının yirminci yüzyılda evrensel ve mutlak bir nitelik kazanmasıyla çok sayıda uluslararası sözleşme akdedilmiş, insan haklarının niteliği, özneleri ve devletin yükümlülükleri tartışılmıştır. Kullanım şekli bakımından ise sosyal nitelikli insan hakları ile bağlantılı olarak, insan haklarının bireysel olabileceği gibi kolektif olabileceği de gündeme gelmiştir.3 Kolektif haklarda da hakkın sahibi bireyin bizzat kendisi olduğu halde, bunu tek başına değil bir grup içerisinde kullanmaktadır. Donnelly'ye göre aslında insan haklarının tanımını değiştirmediğimiz sürece, toplulukların hakları "insan hakkı" olamaz; fakat bireyler hem bağımsız kişiler olarak hem de topluluk içerisinde insan haklarını kullanabilmelidirler.4 Bireyler kendilerini bu grupların bir parçası olarak tanımladıkları ölçüde, bireysel insan haklarını ayrı bir birey olarak değil; grup üyesi olarak kullanma eğilimleri artacaktır; hatta insan haklarını, bu grupları savunmak, güçlendirmek için de kullanabileceklerdir.5