Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları İhlallerinde İdari Başvuru Yolları

Administrative Remedies are Human Rights Violations

İnsan haklarına yönelik ihlaller farklı kişi ve gruplardan gelebilir. Bireylere birtakım hakların tanınması yanında tanınmış hakların bu kişi ve gruplara karşı korunması da önemli ve gereklidir. Nitekim " kavramı ulusal mevzuatta ve uluslararası sözleşmelerde kendine yer bulmuş bir kavramdır. Bu koruma ulusal düzeyde yargı yoluyla ve yargı dışı yollarla olabilir. İdari başvuru, yargı dışı yollar arasında yer almaktadır. Çalışmamızda insan hakkı ihlallerinde başvurulabilecek idari makamlar incelenmiştir.

İnsan Hakları, İnsan Hakkı İhlali, İnsan Haklarının Korunması, Yargı Dışı Yollar, İdari Başvuru Yolları.

Violations of human rights can come from different individuals and groups. Recognized rights as well as the recognition of certain rights to protect individuals and groups against these people is important and necessary. Indeed, "the protection of human rights" concept is a concept that has found its place in national legislation and international conventions. This protection may be ways through judicial and non-judicial national level. Administrative applications, are among the non-judicial means. Administrative authorities may be referenced in human rights violations have been examined in our study.

Human Rights, Human Rights Violations, Protection of Human Rights, Non-Judicial Ways, Administrative Remedies.

GİRİŞ

İnsan ve hak kavramları birbirlerinin ayrılmaz parçalarıdırlar. İnsan olmak aynı zamanda çeşitli haklara (doğal ya da pozitif haklara) sahip olmak demektir. Bu hakların kaynağının ne olduğu hukuk felsefesinde ciddi tartışma konusu olmuştur. Doğal hukukçular doğal hakların kaynağı genel anlamda Tanrı olarak görürken (doğal hukuku benimsemesine rağmen doğal hakların kaynağının doğa olduğunu söyleyenler de vardır; fakat kahır ekseriyet bu hakların kaynağı olarak Tanrıyı görürler), pozitif hukuk taraftarları hakların kaynağı olarak bizzat anayasa ya da yasaları görürler. Her iki durumda da "insana" belirli hakların layık görüldüğü aşikârdır1.

İnsan hakları her ne kadar her türlü hukuk sisteminin tanımış olduğu temel bir kavram olsa bile bu hakların kullanılmasında ciddi aksaklıklar ortaya çıkmakta, insanların her zaman etik ilkelere uymamaları, yasaya itaati özgürlüğe bir engel olarak görmeleri veya bazı icbar durumlarından dolayı, kısaca şu ya da bu nedenle bu hakların kullanılmasında çeşitli aksamalar ortaya çıkmaktadır. Bu aksamalar temelde iki türlüdür: Birisi özel kişilerden kaynaklanan aksamalar, diğeri kamu erkinden kaynaklanan aksamalardır. Bu makalede incelenecek olan husus, kamu erkinin özel anlamıyla idarenin insan haklarının talebinde ve gerçekleştirilmesinde nasıl bir rol oynadığı, devletin insan hakları ihlali söz konusu olduğunda bireyin bunun karşısında neler yapabileceği ve hakkın iadesi ya da zararın tazmini için nerelere, nasıl, ne zaman ve hangi şartlar altında başvurabileceği incelenecektir.

İnsan hakları, devlete karşı ileri sürülen taleplerdir. Devlet, insan hakları iddiasının muhatabı olarak, insanlara doğal olanaklarını geliştirmesini sağlayacak haklar sağlar. Devlet bu hakları ihlal etmemelidir. Bu hakları, kendine karşı korumak yanında üçüncü kişi ve kurumlardan gelebilecek ihlallere karşı da korumalıdır.