Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda Ultra Vires İlkesinin Yeri

The Ultra Vires Principle According to Turkish Commercial Code Numbered 6102

Ticaret şirketlerinin ehliyetini işletme konusu ile sınırlandıran ilke olan ultra vires, eski 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu tarafından benimsenmiş bulunsa da, kanun koyucu, bu ilkeyi üçüncü kişilerin korunması, işlem ve pazar güvenliğinin sağlanması amacıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa taşımak istememiştir. Ancak bu yönde yapılan düzenlemeler yetersiz kalmış, ilkenin uygulama kabiliyetini tam olarak ortadan kaldırmamıştır.

Makalede, ultra vires ilkesinin kaldırılması için yapılan düzenlemeler ve bu yönde ortaya çıkan sorunların kaynakları araştırılmıştır.

Ultra Vires, İşletme Konusu, Temsil Yetkisi, Esas Sözleşme.

The principle of ultra vires which restricts transactions of companies with the objects listed in the corporate articles was existed in the former Turkish Commercial Code No. 6762. But, Turkish legislator didn`t want to transfer this doctrine to the Turkish Commercial Code No. 6102, due to saving of third parties and providing transactions and market security. However, regulations made in this regard was unsatisfactory because of disability to break effect of ultra vires

Regulations made for the refuse of the ultra vires principle and problems in this regard are the basic subject of research of this article.

Ultra Vires, Corporation Topic, Representative Authority, Corporate Articles.

I. ULTRA VİRES KAVRAMI

“Ultra vires”, Latince bir ifadedir;1 gücünün yetkisinin ötesinde (dışında) anlamına gelir2. İngiliz Hukuku kaynaklı3 olan bu kavram, şirketler hukuku açısından, şirketin ehliyetinin, onun esas sözleşmesinde belirtilen işletme konusu ile sınırlı olması anlamına gelmektedir. Buna göre şirketin esas sözleşmesinde yazılmış işletme konusu sınırları içindeki işlem intra vires, dışındaki işlem ise ultra vires kabul edilmektedir.4

Doktrinde5 ultra vires işlemin yok hükmünde olduğu, ne şirketi ne de işlemin karşı tarafını bağladığı görüşü büyük çoğunlukla kabul edilmektedir. Bununla birlikte Alper bu görüşün, bizim de katıldığımız şekilde, aksini savunmuştur. O`na göre, yokluk ancak kurucu unsurların bulunmaması halinde söz konusu olur. Borçlar hukuku alanında, sözleşmelerde irade beyanının bulunmaması halinde, işlemin yokluğundan bahsedilmektedir. Zira sözleşmenin kurulması için gerekli kurucu unsur tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanıdır. Oysa ki, ticari şirketler adına işlem yapan temsilciler, her ne kadar temsil yetkisinin sınırını aşmış dahi olsa, bir irade beyanında bulunmaktadır6. Gerçekten de bir hukuki işlemin kurucu unsurları yoksa o hukuki işlemle doğacak olan ilişki hiç kurulmamış, yani yoktur7. Kural olarak bir hukuki işlemin kurucu unsuru irade beyanıdır. Ultra vires işlemde de kurucu unsur olan irade beyanı bulunduğundan yokluk söz konusu değildir. Burada Borçlar Kanununa göre sözleşme konusunun kanunun emredici hükümlerine aykırı olması nedeniyle butlan söz konusu olabilir. Bu yüzden makalemizde ultra vires işlemin sonucunun butlan olduğunu ele alarak değerlendirmelerimizi bu yönde yapacağız.

Şirket, ultra vires işleme onay vererek geçerli kılamaz. İşlemi geçerli hale getirmek isteyen şirket, önce esas sözleşmesini söz konusu işlemi kapsayacak şekilde değiştirmeli, ardından işlemi yeniden gerçekleştirmelidir8.