Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’deki 2010 Tarihli Anayasa Değişiklik Paketinin Hukuk Devleti ve Hak Arama Özgürlüğü Açısından Getirdikleri

The Turkish Constitutional Amendment Package of 2010 and its Impact on the Right to Legal Remedies

Cengiz GÜL

I. GİRİŞ

Türkiye’de 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulan ve %42.12’lik hayır’a karşılık %57.88’lik evet oranıyla kabul edilen 17. Anayasa değişiklik paketi, önceki yapılan değişikliklere nispeten daha köklü ve daha önemli düzenlemeler getirmektedir. Özellikle hukuk devleti açısından 1982 Anayasası’nın, içinde barındırdığı birçok aykırılık unsurunun düzeltilmesi, bu değişiklik kapsamında öngörülmektedir. Bu değişiklik paketi ile Türkiye’nin kendine özgü hukuk devleti anlayış ve uygulaması, kısmen de olsa olması gereken (ideal) hukuk standartlarına yaklaştırılmak istenmektedir.

Bu son Anayasa değişikliği, öncelikle, birer idari birim olarak Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararlarının, tümüyle olmasa da bir kısmının yargı denetimine açılmasını sağlarken, tüm disiplin cezalarına karşı da hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca bu değişiklik bünyesinde Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yargı bağımsızlığını daha iyi sağlayacak biçimde geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden oluşturulması gibi temel hükümler de değişiklik paketi kapsamında bulunmaktadır. Bu 2010 Anayasa değişikliklerinin en fazla eleştiri hücumuna uğrayan hükümleri de, zaten Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın oluşum biçimi ve yapısal dönüşümlerine ilişkin hükümler olmuştur. Paket kapsamında getirilen diğer anayasal düzenlemelerin ise, bu iki temel konuyu kamufle edici tali bir nitelik taşıdığına vurgular yapılsa da, bu değişikliklerle, hak arama özgürlüğünün önündeki engellerin kısmen de olsa kaldırılması ve dolayısıyla hukuk devleti olma yolunda eksik de olsa ciddi adımlar atılmış olmaktadır. Bunların yanı sıra, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi bağlamında, pozitif ayrımcılık, anayasa şikâyeti, kamu denetçiliği ve kişisel verilere güvence sağlanması gibi önemli düzenlemelere de yer verilmektedir.

II. HUKUK DEVLETİ KAVRAM VE OLGUSU ÜZERİNE

Siyasal bir ideal olarak hukuk devleti ya da daha yerinde deyimiyle hukukun üstünlüğü ve egemenliği ilkesi, modern anayasacılığın temellerinden biridir. Bu ilke özünde siyasal iktidarın sınırlanmasına hizmet etmektedir. Hukuk devletinin öncelikli amacı, iktidarın keyfi eylem ve işlemlerinin yol açtığı tehlikeyi minimuma indirerek yok etmektir. Yani devletin hukuk çerçevesine alınması, hukukla bağlanması ve devlet yönetiminde hukukun üstünlüğünün sağlanması ancak hukuk devleti ilke ve idealinin tüm gerekleriyle hayata geçirilmesine bağlıdır.1 Aynı zamanda hukuk devleti idealinin dış dünyada gerçeklik kazanabilmesinin öncelikli şartını ise, doğru ve kapsamlı bir insan hakları anlayışına dayanması oluşturmaktadır.2 Zira temel hak ve özgürlüklerin korunup güvenceli bir sisteme bağlanmadığı devlet modelinde, hukuk devleti kuram ve uygulamalarının etkin sonuçlar ortaya koyamadığı açık bir olgudur. Bu anlayışın da temelinde, modern bir demokratik hukuk devletinde, birey ve toplumun amaç, devletin de araç olma düşüncesi yatmaktadır. Kabul edilen son Anayasa değişikliği ile de bu anlayış ve modele yaklaşma noktasında, eksik olmakla birlikte, önemli bir adım atılmış olmaktadır.