Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İşyerinde Psikolojik Taciz Vakıalarında İspat Yükü ve Yeterli Delil (Karar İncelemesi)

The Burden of Proof and Competent Evidence in the case of Mobbing (Case Analysis)

Özgür AKIŞOĞLU

Bu çalışmada, Yargıtay’ın psikolojik taciz (mobbing) ile ilgili 2013 yılında verdiği bir karar inceleme konusu seçilmiştir. İşyerinde psikolojik taciz, “bir çalışanın, işveren veya diğer çalışanlar tarafından kasıtlı, sistematik ve tekrarlanmak suretiyle uygulanan ve kişilik haklarını zedelemeye elverişli şekillerde olumsuz girişimlere maruz kalmasıdır” şeklinde tanımlanabilir. Bu bağlamda, işyerinde psikolojik taciz kavramı, öncelikle doktrin ışığında ele alınmış; başta Türk Borçlar Kanunu olmak üzere, Türk mevzuatındaki konu ile ilgili düzenlemeler mercek altına alınan kararın gerektirdiği kapsamda irdelenmiştir. Daha sonra, inceleme konusu karardaki mevcut hukuki sorunlar olan; psikolojik tacizin mağdurdaki etkisi, psikolojik taciz vakıalarının mahkeme önünde ileri sürülmesi halinde ispat yükünün kimde olacağı ve ispat yükünün derecesi ile son olarak da ileri sürülecek delillerin niteliği ayrı başlıklar altında incelenmiştir. İlk hukuki sorun hakkında varılan sonuç, psikolojik tacizin mağdurdaki etkisi ile ilgili olarak, mağdurun kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı ve kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğudur. İkinci hukuki sorun olan psikolojik taciz vakıalarının ispatı hususunda, Yargıtay’ın içtihatlarıyla ispat kolaylığı getirdiği görülmekte; emare ile ispatın kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ele alınan kararda ispat yükünün yer değiştiğine dair ifadenin yer alması isabetli bulunmamış, konu ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Nihayet, psikolojik tacizin birbirini doğrulayan ve tamamlayan delillerle kanıtlanabileceği, yine Yargıtay’ın içtihatları ışığında incelenmiştir.

İşyerinde Psikolojik Taciz, Psikolojik Tacizin Mağdurdaki Etkisi, İspat Yükü, Emare İspatı, Psikolojik Tacizde Delil.

In this study, a decision ruled by Turkish Supreme Court in 2013 was chosen as the subject of the study. Mobbing can be defined as “a worker’s being exposed to negative attempts which are convenient to undermine personal rights and applied by the employer or the other workers in an intentional, systematic, and repeated way”. In this regard, the concept of mobbing was primarily analyzed in the light of relevant doctrine, the regulations pertaining to the topic in the Turkish legislation, particularly The Turkish Code of Obligation, were examined to the extent that the decision in question requires. Afterwards, the questions of law in the decision to be scrutinized, namely, the burden of the effect of mobbing on the victim, who is the responsible for the burden of proof while claiming the facts of mobbing before the court and the level of the burden of proof, and the quality of evidence to be provided were argued under separate titles. The conclusion regarding to the first question of law, which is the burden of the effect of mobbing on victim, is that there is no need for gross breach of victim’s personal rights and it is adequate if there exist a civil wrong toward victim’s personal rights. With respect to the second question of law concerning burden of proof of mobbing, it is understood that the Turkish Supreme Court recognizes ease of proof for mobbing claims and the indirect proof in its jurisprudence. It is, however, disapproved of the use of a phrase as to shifting the burden of proof in the decision of the High Court and arguments pertaining to this issue were put forward. Eventually, mobbing can be proved by the proofs which are mutually affirmative and complementary.

Mobbing, Effect of Mobbing on Victim, Burden of Proof, Indirect Proof, Evidence for Mobbing.

KARAR

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ, T. 27.12.2013, E. 2013/693, K. 2013/30811

DAVA: Davacı, manevi tazminat ve fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Y. B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili müvekkilinin 1994 - 17.12.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini açılan işe iade davasının kabul edildiğini temyiz aşamasında olduğunu, günlük 12-13 saat çalışmasına rağmen fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, işyerinde mobbinge maruz kaldığını belirterek manevi tazminat ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının ücretine fazla mesainin dâhil olduğunu, personelle sık sık tartıştığını, yazılı olarak iki defa uyarıldığını, çalıştığı şubede verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini ve bu nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.