Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Güney Çin Denizi’nde Kriz: Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ada İnşa/ Arazi Genişletme Çalışmaları ve Bu Çalışmaların Doğurduğu Bazı Uluslararası Hukuk Sorunlarına Kısa Bir Bakış

Crisis in the South China Sea: People’s Republic of China’s Land Reclamation and Island Building Activities and a Short Survey of Some International Law Problems that They Bring About

Bleda R. KURTDARCAN

2013 yılının Eylül ayından beri Çin, Güney Çin Denizi’ndeki Spratly Adaları’nda oldukça kapsamlı bir arazi genişletme ve inşaat faaliyetlerine girişmiştir. Bu faaliyetler gerek Asya Devletleri gerekse de Birleşik Devletler nezdinde çok çeşitli endişelerin doğmasına neden olmuştur. Arazi genişletme çalışmaları sonucu, dünyanın en yoğun deniz trafiğine sahip olan bölgelerinden birinde bulunan, birçok devletin üzerinde ülkesel hak iddia ettiği Spratly adalarında Çin tarafından işgal edilen resiflerde yaklaşık 800 hektar suni alan yaratılmıştır. Bu iki bölümlük çalışma, Çin’i bu endişe yaratan arazi genişletme ve inşaat çalışmalarının beraberinde getirdiği temel hukuki sorunların, deniz yetki alanları ve ülkesel egemenlik iddiaları ile şekillenmiş oldukça karmaşık çok taraflı bir uluslararası uyuşmazlık kapsamında incelemektedir.

Arazi Genişletme, Suni Adalar, Cezir Yükseltileri, Spratly Adaları, Dokuz Kısa Çizgi Hattı.

Since September 2013, China has undertaken extensive reclamation and construction on several reefs in the Spratly Island chain in the South China Sea, raising a variety of concerns in the United States and Asia. The reclamation has created over 800 hectares of artificial landmasses on Chinese-occupied reefs that are disputed between several countries and are located in some of the world’s most heavily trafficked waters. This two-part study examines some basic legal implications of Chinese land reclamation and construction activity that takes place in the context of highly complex maritime and territorial sovereignty claims.

Land Reclamation, Artificial İslands, Low-Tide Elevations, Spratly Islands, Nine Dashed Line.

Son birkaç yıldır Birleşik Devletlerin dış politika ve güvenlik gündemini Türkiye perspektifinden takip edenler için Birleşik Devletlerin odaklandığı en önemli meseleler, Irak ve Suriye’de IŞID’e karşı yürütülen mücadele, Rusya’nın Ukrayna’daki silahlı faaliyetleri ve Rusya’nın giderek agresifleşen dış politikası ile İran’ın nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik diplomatik çabalar olarak gözükmektedir. Şüphesiz ki bu konular Birleşik Devletler için çok önemli uluslararası hukuk ve diplomasi boyutları olan sorunlardır ve Türkiye bu meselelerin vuku bulduğu coğrafyanın tam ortasındaki konumu nedeniyle müttefiki Birleşik Devletler’in bu sorunlara yönelik politikalarına özel bir önem atfetmekte ve dikkatle takip etmektedir. Bununla birlikte bu konuların, ne kadar önemli olurlarsa olsunlar, Birleşik Devletler’in uluslararası güvenlik ve dış politika gündeminde odaklandığı yegâne meseleler olduğunu düşünmek oldukça yanıltıcıdır.

Aslına bakılacak olursa Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Basra Körfezi’nin binlerce kilometre doğusunda, Güney Çin Denizi’ndeki Spratly takım adalarında, son bir buçuk yıldır pek de ülkemiz gündemine gelmeyen başka bir gerilim yaşanmakta ve Birleşik Devletler ile bölge ülkeleri için giderek uluslararası hukuk boyutu ağırlık kazanan bir güvenlik meselesi vücut bulmaktadır.1 Gerçekten de Güney Çin Denizi’nde bölge ülkeleri arasında uzun süreden beri mevcut olan ve birbiri ile yakından bağlantılı iki kategori altında toplanabilecek uluslararası uyuşmazlıklar mevcuttur. Bunlar, Güney Çin Denizi’nde bulunan adalar üzerindeki egemenlik meselesi ile işbu egemenliği tartışmalı adaların etrafındaki deniz alanlarına yönelik olanlardır.2

Aşağıdaki haritada bu çok taraflı iki temel uyuşmazlık konusunun coğrafi olarak ifadesi ana hatlarıyla belirtilmiş bulunmaktadır.3