Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Belçika Oydaşmacı Demokrasisinin Tarihsel Gelişimi ve Bunalımı

The Historical Development and the Crisis of the 
Belgian Consociational Democracy

Uğur KARA

Derin toplumsal yarılmalara sahip toplumlarda siyasal karar alma süreçlerinde adil temsili ve siyasal istikrarı sağladığı düşünülen demokratik mekanizmaları ifade etmek üzere oydaşmacı demokrasi kavramsallaştırmasına gidilmesi ve bazı demokrasilerin bu model temelinde incelenmesi, demokrasi tartışmalarına yeni bir boyut katmıştır. 1970 anayasal reformuyla oydaşmacı demokrasinin öne çıkan bir örneğini oluşturan Belçika 2007 seçimlerinden sonra derin bir siyasal bunalım içine girmiştir. İstikrar sözcüğüyle birlikte anılan oydaşmacı demokrasinin özgül bir uygulamasını oluşturan Belçika demokrasisi bu kez bunalım tema’sıyla akademik ilginin konusu olmuştur. Bu bunalım salt akademik planda değil, medyada da Belçika’nın geleceğine ilişkin yaygın bir ilgiye yol açmıştır. Bu çalışma Belçika oydaşmacı demokrasisinin inşa sürecini ve bunalımının dinamiklerini geniş bir tarihsel çevreye odaklanarak tahlil etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, Belçika’nın kuruluş süreci, Flaman kültürel kimliği temelinde gelişen talepler ve yönetici elitin bu talepler karşısındaki tutumu, dil yasalarının doğuşu gibi oydaşmacı demokrasi öncesi Belçika siyasal tarihinin önemli kesitleri de çalışmanın kapsamı içine alınmıştır.

Belçika, Oydaşmacı Demokrasi, Flaman, Valon, Arend Lijphart.

The concept of consociational democracy refers to democratic mechanisms that provide fair representation in political decision-making processes and political stability in deeply divided societies. Shedding light on such democracies has brought in a new dimension to democracy debates. With the introduction of the 1970 constitutional reform, Belgium represents a prominent case of consociational democracy and has faced a significant political crisis after the 2007 elections. The Belgian case of consociational democracy is often used in conjunction with the term stability and has now caught renewed academic attention due to the crisis it faces. This attention is not just limited to the academic world but has also preoccupied the media questioning the future of Belgium. This study aims to analyse the emergence of the Belgian consociational democracy and the dynamics of its crisis by focusing on the broader historical context. This covers the emergence of Belgium, the demands resulting from the Flemish cultural identity, the attitude of the ruling elite against these demands, and the emergence of the language law.

Belgium, Consociational Democracy, Fleming, Wallon, Arend Lijphart.

GİRİŞ

20. yüzyılda Belçika başta olmak üzere birçok ülkede demokrasinin yaygın kavranışından ve uygulanışından farklı demokrasi pratiklerinin gelişmesi, demokrasilerin çoğunlukçu demokrasi ve oydaşmacı demokrasi kavramsallaştırmalarıyla tasnif edilmesini ve bu kavramlar altında incelenmesini getirmiştir. 1970 anayasal reformuyla oydaşmacı demokrasinin ve takip eden reformlarla da federal devletin inşa edildiği Belçika, 2007 seçimlerinden sonra derin bir siyasal bunalım içine girmiştir. Bu bunalım Belçika’nın geleceğinin ne olacağına dair yaygın bir tartışmayı başlatmıştır. Oydaşmacı demokrasinin istikrar sözcüğüyle birlikte anılması ve Belçika’nın da oydaşmacı demokrasinin yetkin bir örneğini oluşturduğuna dair literatürdeki yaygın kanı da söz konusu bunalımı dikkat çekici kılmaktadır. Belçika demokrasisinin belirtilen siyasal bunalımının, aynı zamanda oydaşmacı demokrasinin imkân ve sınırlılıkları üzerine yeniden düşünmek için fırsat sunduğu da söylenebilecektir.

Belçika oydaşmacı demokrasisinin inşası ve yaşadığı siyasal tıkanıklığın dinamiklerinin geniş bir tarihsel çevreye odaklanılarak anlaşılabileceği yargısından hareket eden bu çalışmada, oydaşmacı demokrasi kavramı üzerinde durulduktan sonra, Belçika siyasal tarihinin ele alınan konu bakımından belirleyici dönem ve gelişmeleri anlatılmıştır. Belçika’da oydaşmacı demokrasi ile federal devletin inşası ve geçtiği aşamalar tahlil edildikten sonra, 2007 sonrası dönemde ortaya çıkan siyasal bunalım ele alınmış ve oydaşmacı demokrasinin imkân ve sınırlılıkları bu bunalım temelinde irdelenmeye çalışılmıştır.

1. OYDAŞMACI DEMOKRASİ KAVRAMININ KAPSAMI

Siyaset bilimci Arend Lijphart ile özdeşleşmiş bir terim olan oydaşmacı demokrasi (consociational democracy), derin toplumsal yarılmalara sahip toplumlarda siyasal istikrarı sağlayan mekanizmaları ifade etmek üzere geliştirilmiştir.1 Oydaşmacı demokrasi ile eşanlamlı olarak iktidar-paylaşımcı demokrasi (power-sharing democracy) kavramsallaştırmasına da gittiği görülen Lijphart’a göre, derinden bölünmüş toplumlarda, toplumsal grupların çıkar ve talepleri ancak iktidar paylaşımının kurulmasıyla uzlaştırılabilecektir.2 Lijphart, iktidar-paylaşımcı modelin karşı kutbuna yerleştirdiği çoğunlukçu demokrasi modelinin, böyle toplumlarda söz konusu çıkar ve talepleri uzlaştırmaktan uzak ve esasen anti-demokratik bir işlev üstlendiğine dikkat çekmektedir; “[…] din, ideoloji, dil, kültür, etnik köken ve ırk bakımından kesin olarak bölünmüş ve her grubun kendi partisi, menfaat grubu ve iletişim araçlarının bulunduğu ve neredeyse alt kültürler meydana getirdikleri yerlerde […] çoğunluk yönetimi yalnız gayri demokratik olmakla kalmaz aynı zamanda tehlikelidir de.”3 Derin yarılmaların bulunduğu toplumlarda, “çoğunluk egemenliği demokrasiden ziyade çoğunluk diktatörlüğü ve iç kargaşa anlamına gelir. Bu tip toplumların ihtiyacı olan şey karşıtlık yerine uzlaşmayı vurgulayan, dışlayıcı değil kapsayıcı olan, az bir çoğunlukla yetinmek yerine iktidara gelen çoğunluğun oranının mümkün olduğu kadar yüksek olması için çabalayan demokratik bir rejim, yani oydaşmacı demokrasidir.”4