Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vergi Alacağında Tahsilat Zamanaşımını Kesen Ödeme Emri Tebliği’ne Hukukilik Açısından Bakış

An Analysis of Legality on Notifications of Payment 
Curbing the Time Elapse of Payment at the law of Taxation

Uğur BAYTUN

Vergi Kanunları ve ilgili yasal düzenlemelerde yer alan bazı hak kazandırıcı uygulamaların yazılı olarak yer almasına rağmen, uygulayıcılar tarafından kamu yararı gerekçesi ile yok hükmüne getirilebilmesi söz konusudur. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’da tahsilat zamanaşımını kesen haller arasında yer alan “yeniden tebliğ yapılması” uygulaması da bunlardan biridir. Bu çalışmada özellikle vergi hukuku açısından, zamanaşımının bitmesine az bir süre kaldığında tekrar edilen tebliğ ile zamanaşımı sürecinin yeniden başlamasının hukuki olup olmadığı tartışılmaktadır.

6136 sayılı Kanun, Ödeme Emri Tebliği Tahsilat Zamanaşımı.

Notwithstanding the legality of rights and entitlements at both Law of Taxation and related provisions of concerning statues, calling these entitlements ‘void’ for for common good may be also a matter of implementation. According to the Collection of Public Claims, Statue, Law No. 6183, the practice of ‘renotification’ is one of these for those standing public claims overdue. This study discusses the legality of the restarting of the due period for those claims subject to elapse by means of a renotification close to the lapse point from the point of law of taxation.

Law No.6136, Notification of the Payment Order, Collection Statute of Limitations.

I. GİRİŞ

Kanunlar oluşturulurken, genel olarak kişilerin ve kamunun menfaatlerinin çatıştığı hususlara “kamu menfaati” bağlamından bakılmaktadır. Kanunu oluşturan erkin, sonuçta “kamu gücü” olması, ağırlıklı olarak olaylara, hükümlere ve uygulanış biçimlerine “kendi menfaati” açısından bakması doğası gereği normal karşılanabilir.

Ancak kanunların uygulayıcılarının da yine kişiler olduğu ve uygulama aşamasında kanunların “kamu yararı” açıklarının ilgili kişilerce istismar edilebileceği ve kanun tarafından aslında amaçlanmayan biçimde kişilerin haksız/hukuksuz uygulamalara muhatap bırakılabilecekleri de unutulmamalıdır.

Vergi kanunları ve ilgili bazı kanunların içinde de, kamu gelirlerini garanti altına almak amacıyla oluşturulmuş bulunan bazı hükümlerin, uygulama şekli açısından hukuka uygun olup olmadıklarının tartışılması gerekmektedir. Çünkü; uygulayıcılar tarafından, kanunların açıklarının istismarı nedeniyle, mükellefler mağdur duruma düştükleri gibi, uzayan süreçler de vergi sisteminden beklenen etkinlik ve verimliliği azaltmaktadır. Vergi sistemi ‘hukukilik/hakkaniyet’ açısından ele alındığında, yeniden ele alınmasını gerektirebilecek ayrıntılarla karşılaşmak mümkündür.