Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Roma Hukukunda ‘Persona’ Kavramı

The Concept of ‘Persona’ in Roman Law

Başak KARAMAN

Roma hukukunun evrenselliği, en anlamlı ifadesini, Romalı hukukçular tarafından kullanılan antik “persona” kavramında bulur. Roma hukukunda “persona”, ayırım gözetmeksizin tüm insanları (homines) bünyesinde barındırabilen baş hukuk kategorisidir (Omnes homines sunt personae). Hür doğmuş (ingenuus) ya da azatlı (libertus) olsun özgür (liber), köle (servus), vatandaş (cives), yabancı (peregrinus), doğmuş (natus) ya da doğmamış (nondum natus) çocuk vs. “genus” “persona’nın” “species’idir”. Bu “species” her zaman için değişebilir –örneğin, bir köle efendisinin “manumissio’su” (azad etmesi) aracılığıyla hür olabilir ya da baba hakimiyeti altındaki bir aile evladı (filius familias), aile babasının (pater familias) ölümüyle “sui iuris” (kendi hukukundan olan) hale gelebilirdi–; ama “genus” “persona” değişmezdi. Gerçekten de, modern hukukçulardan farklı olarak antik hukukçular, tek bir kategori “persona” tanırlardı ki; bu da insanlardı. Romalı hukuk alimleri (iurisprudentes) için “persona” ve “homo” kavramları aynı kimliğin yani “insanın” iki farklı açıdan görünümünü yansıtırlardı. Nitekim antik “persona” kavramının teknikliği, onun bireyin ve yalnızca bireyin “hukuk tiyatrosunda” üstlenebildiği her türlü rolü ifade edebilmesinde yatardı. Ancak günümüzde, kişi kavramının asıl değerini unutmuşa benziyoruz. Bu çalışmayla, modern hukukçuların hafızalarını yenilemek amacıyla, Roma hukukunda “persona” kavramının açıklanması hedeflenmektedir.

Persona, Kişi, Hukuk Süjesi, Kişiler Hukuku, Roma hukuku

The universalism of Roman law finds its most meaningful expression in the ancient concept of “persona” used by the Roman jurists. “Persona”, in Roman law, was the principal juridical category which was able to include in itself all the “homines” without any discrimination (Omnes homines sunt personae). A “liber”, either a free-born (ingenuus) or a freedman (libertus), a slave (servus), a citizen (civis), a foreigner (peregrinus), a child, either unborn (nondum natus) or born (natus) etc. were the “species” of the “genus” “persona”. These “species” always could have changed -for example, a slave might become free through “manumission” (the release of a slave from the power of his master) or a “filius” subject to paternal power might become “sui iuris” (independent from paternal power) through the death of the “pater familias”, etc.- but not the “genus” “persona”. In fact the ancient jurists, different from the modern view, recognized only one category of “persona”: the humans. For the Roman “iurisprudentes” the concepts of “persona” and “homo” were reflecting the two different viewpoints of the same identity: the human being. Indeed, the technicality of the ancient “persona” consisted in its ability to refer to every possible part played by an individual and only by the individual in the “theater of law”. Nowadays, however, we seem to forget the real value of the concept of person. This paper aims to explain the concept of the “persona” in Roman law to reconstruct the historical memory of the modern jurists.

Persona, Person, Legal Subject, Law of Persons, Roman Law

Günümüzde Roma-Germen Hukuk sisteminde yer alan ülkelerdeki Roma hukuku öğrenimi, aslen iki amaca hizmet eder. Bunlardan ilki, sisteme dahil farklı devletlerin hukuk düzenlemelerindeki ortak unsurları yeniden bulmak; diğeri ise, günümüz hukukçusunu sistemin modern gelişimine bağlı olarak ortaya çıkan kavramsal bozulmalardan kurtarmaktır1.

Bu yüzyılda, özellikle Avrupa'da ve Türkiye'de, gerek "kişi" gerekse "vatandaşlık" kavramlarının krize girdiği görülmektedir. Bu nedenle "kişi" kavramı açısından "uluslararası haklar", "anayasal haklar" ve "medeni haklar" arasında çelişkiler ortaya çıkmakta; "vatandaşlık" kavramından göçmenler, özellikle göçmen işçiler dışlanmaktadır2.

Romalı hukukçular içinse "persona (kişi)" kavramı; hürleri ve köleleri, Roma vatandaşlarını ve yabancıları, doğmuş olan ve henüz ana rahminde bulunan çocukları, ayırım gözetmeksizin bünyesinde barındıran genel bir kategoridir. Bu durum, Iustinianus'un3 "Digesta'sının4" ilk kitabının "De statu hominum (İnsanların Hukuki Durumuna Dair)" başlıklı V. faslında tüm açıklığıyla ortaya konulmaktadır5.