Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İstatistiklerle Ülkemizde 
Tutuklama Uygulamaları

Fahrettin DEMİRAĞ

Uzun tutukluluk süreleri, ceza adalet sistemimizin en büyük sorunlarından ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5'nci maddesinin ihlalini oluşturan nedenlerden biriydi. İstatistiklere göre bu durum son iki yılda değişmiştir. Bu makalede tutuklu sayıları ve temyiz mercii olarak Yargıtay’ın kararları istatistiksel verilerden yararlanarak açıklanacaktır.

Tutuklama, İstatistiksel Verilerle Tutuklu Sayıları, Yargıtay Kararları, Tablolar.

Long periods of pre-trial detention was one of the biggest problems of our criminal justice system and the reason for violation of article 5th of the European Convention on Human Rights. According to the statics, this situation has changed within the last two years. In this article, the number of arrested persons and decisions of the appeal court (Yargıtay) will be explained with the statistical data.

Pre-Trial Detention, The Number of Arrested Persons With Statistical Data, Decisions of the Appeal Court, Tables.

I. GİRİŞ

Kişi özgürlüğünü kısıtlaması nedeniyle zorunlu hallerde başvurulması gereken bir tedbir olan tutuklamanın, son günlerde ülkemizde, amacına uygun olarak uygulanmadığı ileri sürülmekte ve uzun süren tutukluluklardan yakınılmaktadır. Bu görüşte haklılık payı da vardır. Gerçekten de, 2003 - 2012 yılları arasında AİHM tarafından Türkiye aleyhine AİHS'nin 5. maddesinden toplam 554 ihlal kararı verilmiştir. Üstelik bu ihlaller son yıllarda artarak sürmektedir. Ancak son iki yılda ihlal sayısında belirgin bir azalma olmuştur. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi istatistiklerine göre ihlal sayıları Tablo- 1'de gösterilmiştir.)

AİHS 5. madde ihlal sayısında son iki yılda görülen azalma ülkemiz açısından sevindirici olmakla birlikte, 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla AİHM önünde bekleyen tüm dosya sayısının 128.100, Türkiye aleyhine derdest başvuru sayısının ise 16.879 olduğu dikkate alındığında, ülkemiz aleyhine verilen ihlal kararlarındaki azalmanın AİHM'nin işyükü ağırlığından kaynaklandığı, dolayısıyla bu azalmanın yanıltıcı olabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Esasen uygulamaya baktığımızda, ülkemiz açısından tutuklama kararlarının verilmesinde ve özellikle bu hususta gösterilen gerekçede, tutuklamaya itiraz ve tutukluluk halinin devamı kararları ile uzun süren tutukluluk süreleriyle ilgili sorunların, yapılan mevzuat değişikliğine ve meslek içi eğitimlere rağmen devam ettiği görülmektedir.

Bu çalışmada ülkemizde, tutuklamada karşılaşılan sorunların ortadan kaldırılmasına ışık tutmak amacıyla, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tutuklu istatistikleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları incelenerek, tutuklama, tutuklamaya itiraz, tutukluluk halinin devamı konusunda mahkeme ve Yargıtay uygulamaları somut olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.