Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İtirazın İptali Davasında
 Dava Konusunun Devri

Aslı ARAS

Bir hak veya mala sahip olan bir kişi, bu sahip olduğu hak veya mal üzerinde serbest bir şekilde tasarruf edebilir. Ancak, bu hak veya mal bir davaya konu edilmişse, dava sırasında davanın taraflarından birisince devredilmesi halinde mevcut dava bundan etkilenecektir. Devreden tarafın sıfatı ortadan kalkacağı için davaya eskisi gibi devam edilemez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, davalı dava sırasında dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı iki seçimlik hakka sahiptir: Davacı, davayı üçüncü kişiye yani devralana karşı yönetebilecek veya devredenle arasındaki davayı tazminat davasına dönüştürerek davaya devredene karşı devam edebilecektir. Dava konusunun davacı tarafından devredilmesi halinde ise, devralan davacının yerine geçerek davaya devam edecektir. Dava konusunun devrine ilişkin kanuni düzenleme bulunmakla birlikte, icra takibinin konusunun devredilmesi İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Dava konusunun devrine ilişkin hükmün icra takibine konu edilmiş alacaklarda uygulanması tartışmalıdır. Çalışmamızda, İcra ve İflas hukukuna özgü sonuçlar doğuran itirazın iptali davası sırasında dava konusunun devredilmesini inceleyeceğiz.

Medenî Usûl Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Uyuşmazlık Konusu, Dava Konusunun Devri, İtirazın İptali Davası.

A person having an interest or a good can dispose without constraint over this right or good. However if the right or good became a subject of action and transferred during the proceedings by one of the party, the action would be affected. Because of the lack of title to sue, the action cannot be maintained in this state. According to Code of Civil Procedure Law, if defendant transfers the subject of the dispute, suitor has two optional rights: He/she can conduct the action to third person (transferee) or can convert the action between suitor and defendant (transferor) to an action for damages. If the subject of the dispute is transferred by suitor, the third person (transferee) is automatically replace as a suitor and the action continue. There isn’t a legal regulation about transferring subject of the dispute in Code of Execution and Bankruptcy Law. Applicability of transferring subject of the dispute during the proceeding is controversial in execution proceedings. In our study, we will study the transfer of object of the dispute during the suit of nullity of objection which has private results according to Execution and Bankruptcy Law.

Civil Procedure Law, Execution and Bankruptcy Law, Subject of the Dispute, Transferring Subject of the Dispute, Suit of Nullity of Objection.

GİRİŞ

İcra hukukumuzda, ilamlı icra ve ilamsız icra olmak üzere iki tür yol öngörülmüştür. Para ve teminat alacakları dışındaki alacaklar için, alacaklının alacağına kavuşması için öncelikle borçluya karşı bir dava açması ve bu davanın lehine sonuçlanması halinde elde edeceği ilam ile takip yapması gerekir. Para ve teminat alacakları için ise, alacaklı önce dava açabileceği ve sonra ilamlı icra takibi yapabileceği gibi, doğrudan ilamsız icra takibi de yapabilir. İlamsız icra takibi de üçe ayrılmaktadır: Genel haciz yoluyla takip, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip ve kiralanan taşınmazların tahliyesi. İşte, itirazın iptali davası, ilamsız icra takibinin olduğu durumda karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, ilamlı icra takibinde, borçlunun itirazıyla takibin durması ve alacaklının bu itirazı hükümden düşürmeye çalışması gibi bir durum söz konusu olmamaktadır.

İtirazın iptali davası, esasen, genel haciz yoluyla takipte geçerli olacaktır. Çünkü, genel haciz yoluyla takip, borçlunun itiraz etmesiyle durmakta ve alacaklının bu itirazı hükümden düşürmek için ya -elinde bazı belgeler varsa- itirazın kaldırılması (İİK m.68) ya da itirazın iptali (İİK m.67) yoluna başvurması gerekmektedir.

İtirazın iptali davası, genel mahkemelerde açılan ve genel hükümlere göre görülen bir dava olmakla birlikte, normal bir eda davasından farklıdır1. Bir davanın itirazın iptali davası olabilmesi için borçlunun ödeme emrine itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir sene içinde açılması gerekir. Bu süre, hak düşürücü bir süredir. Bunun yanında, itirazın iptali davası icra hukukuna özgü sonuçlar doğuran bir davadır. Bu davayla alacaklı, borçlunun itirazını bertaraf ederek takibe devam edilmesini sağlamakta ve dava sonunda borçlu aleyhine alacağın yüzde kırkından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmektedir. Bir senelik süreden sonra açılan veya bir senelik süre içinde açılsa bile, belirttiğimiz bu özellikleri içermeyen bir dava, itirazın iptali davası olarak nitelendirilemez.