Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin Van Raalte V. Hollanda Kararının İncelenmesi: Vergilendirmede Ayrımcılık Yasağı

Mutlu KAĞITCIOĞLU

Ayrımcılık yasağı, devletin ve idare makamlarının tüm eylem ve işlemlerinde uymakla yükümlü olduğu bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum insan haklarına ilişkin temel metinlerin vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda, vergilendirme işlemlerinde de ayrımcılık yasağına uyulması kaçınılmaz bir sonuçtur. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin, vergilendirmeye ilişkin işlemlerde ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ilişkin çeşitli kararları bulunmaktadır. Böyle kararların bir örneği olan Van Raalte v. Hollanda kararı, vergilendirmede ayrımcılık yasağının ülkelerin iç hukuklarında da ele alınabilmesi için önem taşımaktadır. Türk Vergi Hukuku’nda yer alan pozitif hukuk düzenlemeleri ile uygulamalar, vergilendirmede eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına aykırılık halleri oluşturabilmektedir. Ayrımcılık yasağına yönelik ihlallerin önlenmesinde yasakoyucuya ve idari makamlara olduğu kadar, yargıya da önemli bir görev düşmektedir.

Ayrımcılık Yasağı, Vergilendirme İlkeleri, Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi.

Non-discrimination emerges as a fact that the state and the administrative authorities obliged to comply all actions and acts. This situation has been accepted as an indispensable part regarding the basic texts on human rights. In this context, non-discrimination in taxation process to be followed is an inevitable result. There are the various decisions of the European Court of Human Rights regarding violations of non-discrimination in taxation process. Van Raalte v. the Netherlands which is an example of such decisions is important for to be discussed non-discrimination in taxation in the domestic laws of the countries. The positive law regulations and practices in the areas of the Turkish Tax Law can form contrary states to the principle of equality in taxation and non-discrimination. In the prevention of violations of non-discrimination, there is important role for the jurisdiction as well as the legislator and the administrations authorities.

Non-Discrimination, Taxation Principles, Constitution, the European Convention on Human Rights, the European Court of Human Rights.

I. OLAY VE ÇÖZÜM ŞEKLİ

1924 doğumlu Hollandalı başvurucu Van Raalte, hiç evlenmemiştir ve çocuğu da bulunmamaktadır. 30 Eylül 1987 tarihinde Doğrudan Vergiler Müfettişi, Genel Çocuk Bakımı Yardımları Kanunu (the General Child Care Benefits Act) nedeniyle 1985 tarihli sosyal güvenlik ödemeleriyle ilgili başvurucuya bir tarhiyat tebliğ etmiştir. Söz konusu Kanun, 65 yaşın altındaki Hollanda vatandaşı veya Hollanda vatandaşı olmayıp Ücret Kanunu’na (Vergi Kesintisi) tabi olan kişiler hakkında, Hollanda’da uygulanan ücretli bir iş sözleşmesinin varlığı halinde uygulanmaktadır. Kanun’un 25. maddesinde 45 yaşın üstünde evlenmemiş çocuksuz kadınların bu ödemeden kraliyet kararnamesi ile muaf tutulabileceği düzenlenmiştir. Kanun hükmü doğrultusunda 27 Şubat 1980 tarihli ve 89 no.lu kraliyet kararnamesi ile 45 yaşın üstünde evlenmemiş çocuksuz kadınlar bu ödemeden muaf tutulmuşlardır. Ancak aynı yaşta erkekler söz konusu ödemeden istisna tutulmamıştır. Diğer taraftan Kanun’daki ilgili istisna hükmü de 1 Ocak 1989 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

Başvurucu ise, 45 yaşın üstünde evlenmemiş çocuksuz kadınlar muaf tutulurken kendisinin, Genel Çocuk Bakımı Yardımları Kanunu altında katkı payı ödemek zorunda olmasının cinsiyet ayrımcılığı olduğu iddiasındadır. Bu iddia ile tarhiyata itiraz etmiştir. Başvurucuya daha sonra 1986, 1987, 1998 yılları için de tarhiyat yapılmıştır.

İtirazı kabul olmayan başvurucu, 29 Aralık 1987 tarihinde kraliyet kararnamesi ile cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı iddiasıyla temyiz yoluna başvurmuştur. Temyiz mahkemesi; yaşlı kadın ve yaşlı erkeklerin farklı konumlandırılmasının cinsiyetle alakalı olmadığı, çocuk sahibi olma ile ilgili vaziyetlerinin (factual situation) farklı olması nedeniyle bir istisna getirildiği, gerekçesiyle başvurucunun iddiasını reddetmiştir. Başvurucu bunun üzerine, ilgili kanun maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine (Supreme Court) başvurmuştur. 11 Aralık 1991 tarihli kararıyla Anayasa Mahkemesi; kararnamenin dayanağı olan kanun maddelerinin kadın ve erkeklerin çocuk yetiştirme konusundaki sosyal ve biyolojik farklılıktan ileri geldiği, kanunda getirilen istisna hükmünün de 1 Ocak 1989 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı, gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir. Başvurucu Van Raalte, 23 Nisan 1992 tarihinde İnsan Hakları Avrupa Komisyonuna başvurusunu yapmıştır.