Ticari Ortaklıklar Bünyesinde işlenen Vergi Suçlarında Failin Tespitine İlişkin Düşünceler
Ali Hakan EVİK
Uygulamada; tüzel kişiliği haiz Kollektif, Komandit, Anonim, Limited ve Kooperatif Ortaklıkları bünyesinde işlendiği iddia edilen vergi suçlarına ilişkin hazırlanan “Vergi Suçu Raporları”nda ve gerek bu raporlardan hareketle hazırlanan Savcılık iddianamelerinde, suç faili olarak ortaklığın kanuni temsilcilerinin yer aldığı görülmektedir. Bu durum bahsi geçen suçlamaları içerir resmi belgeleri hazırlayanlarca ceza hukuku ilkelerine riayet etmeksizin özellikle de “cezaların şahsiliği prensibine” aykırı bir şekilde salt fiil tarihinde ilgili ticaret ortaklığının kanuni temsilcisi olup olmamak karinesine dayandırılmasından kaynaklanmaktadır. Çalışmanın konusunu, vergi suçu failinin, yetkili kişilerce yukarıda ifade edilen karineye göre belirlenmesinin ve soruşturma ve kovuşturma aşamalarında buna yönelik herhangi bir özel değerlendirme yapılmamasının doğru olup olmadığına ilişkin yorum ve düşüncelerim oluşturmaktadır.
Ticari Ortaklıklar, Vergi, Vergi Suçu, Vergi Ceza Hukuku, Fail.
In practice, it has been seen that legal representatives are considered as perpetrators by “Tax offence reports” concerning alleged tax offences committed within open, commandite, limited and joint stock partnerships and by indictments written with reference to these reports. In this context, writers of these official accusation documents do not respect the general principles of criminal law, especially, “principle of individual criminal responsibility” and they rely only on presumption as to whether the person is a legal representative of commercial partnership at the date of committing or not. Topic of this study consists of my comments and thoughts about determination of perpetrator by authorities according to the above-mentioned presumption and lack of a special consideration concerning it in investigation and prosecution.
Commercial Partnerships, Tax, Tax Offence, Tax Criminal law, Perpetrator.
GİRİŞ
Uygulamada, “Adi Ortaklık” dışındaki tüzel kişiliği haiz “Ticari Ortaklıklar” (Kollektif, Komandit, Anonim, Limited ve Kooperatif Ortaklıklar”)1 bünyesinde işlendiği iddia edilen vergi suçlarına ilişkin gerek Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu’na mensup Vergi Müfettişlerince hazırlanan “Vergi Suçu Raporları”nda, gerek bu raporlardan hareketle Savcılık Makamlarınca tanzim edilen iddianamelerde, suç faili olarak ortaklığın kanuni temsilcileri gösterilmektedir.
Ancak, kanaatimizce bu belirleme, bahsi geçen suçlamaları içerir resmi belgeleri hazırlayanlarca herhangi bir özel irdeleme ve değerlendirme yapılmaksızın (ceza hukuku ilkelerine riayet etmeksizin) özellikle de “cezaların şahsiliği prensibine” aykırı bir şekilde salt fiil tarihinde (işlendiği iddia edilen vergi suçunun vergi döneminde) ilgili ticaret ortaklığının kanuni temsilcisi olup olmamak kıstasına/karinesine dayandırılmaktadır.
Çalışmamızın konusunu, vergi suçu failinin, yetkili kişilerce yukarıda ifade edilen kıstasa göre belirlenmesinin, bu doğrultuda adeta bir karineden istifade edilmesinin, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında bu konuda herhangi bir özel değerlendirme yapılmamasının doğru olup olmadığına ilişkin yorum ve düşüncelerimiz oluşturmaktadır.
