Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İstanbul’un Kentsel Dönüşümü: Konut Hakkı ve Depreme Müzahir Çevrede
 Yaşam Çelişen Haklara Değinmek

Monika SPITZER

Giriş

12 Milyon nüfuslu bir şehir olan İstanbul1 gelecekte çok büyük bir deprem ile karşı karşıya kalacaktır2. Depremin ne zaman olacağını veya nerede etkisinin en ağır olacağını kimse tam olarak tahmin edemese, zarar vereceği ve hayat kaybına neden olacağı konusunda neredeyse hiç bir şüphe bulunmamaktadır3. Yaralanmalar ve ölümlerin bir kısmı güvenli olmayan konutlardan kaynaklanacaktır. İstanbul nüfusunun patladığı sıralarda konutlar güvenlik standartlarına dair yetersiz kurallara göre veya hiç bir kural tabi olmaksızın inşa edilmiştir4. Diğer binalar ise tümüyle yaşlı ve harap durumdadırlar. Şayet mukim kişiler hep birlikte yüksek güvenlik standartlarına uygun inşa edilmiş yeni binalarda yaşayabilselerdi daha güvende olabilirlerdi. Ancak İstanbul gibi bir şehir halihazırdaki durumundan ikamet edenlerin tamamının mümkün olabilecek en güvenli binalarda oturduğu bir hale nasıl gelebilir?

Afet için hazırlanırken, devlet yetkilileri vatandaşlarının haklarını dengelemek zorundadırlar. Bu dengeyi doğru bir şekilde sağlamak hazırlık safhasının en zor kısmını teşkil edebilir. Afetin tehdit ettiği yaşamları korurken devlet, yaşam hakkına nazaran önemsiz gördüğü diğer insan haklarını göz ardı edebilir. Kentsel dönüşüm İstanbul örneğinde gelecekteki bir depremde bazı hayatları kurtarabilir. Fakat bu fakir ve savunmasız nüfusun konut hakları pahasına olacaktır. Meseleyi daha karmaşık hale getirmek gerekirse, bir kentsel dönüşüm projesi geliştirirken devlet tarihi binaları veya bir mahallenin tarihi niteliğini koruma, suç oranını veya karışıklığı azaltma ve yerel ekonomiyi canlandırmayı da içerecek şekilde değişik amaçlar gözetebilir5. Bu tür amaçlar en nihayetinde tüm sakinlerin yaşam ve güvenlik hakkını destekleyebilir ve iyileştirebilir. Maalesef, kentsel dönüşüm projeleri sıklıkla sadece bölgede yaşayan fakir kişileri dışarıda bıraktıkları, zenginlerin [yeni konutları] satın almaları nedeniyle arazi değerinin artırılmasını sağlayanlıkları eleştirilerine maruz kalmaktadırlar6.

Bu makale bir afet öncesinde devletin vatandaşlarını korumak için önleyici tedbirler aldığında yaşam hakkı ve konut hakkı arasındaki çatışmayı tartışmaktadır. Bölüm I İstanbul’daki kentsel dönüşüm hareketinin geçmişini ve yakın zamanda Haiti ve Birleşik Devletlerde afet sonrası yapılanları ortaya koymaktadır. Bölüm II insan hakkı olarak yaşam hakkı ve konut hakkının kaynaklarını açıklamaktadır. Bölüm III bir insan hakkını destekleyen faaliyetin bir başka insan hakkı ile çatıştığı durumda devletlerin ne şekilde karar almaları gerektiğini İstanbul örneği üzerinden analiz etmektedir. Bölüm IV hakları korumak için alınan kararların diğer önemli hakları aşırı şekilde baskılamamasını temin etmek için devletlerin göz önünde bulundurabilecekleri bazı ilkeler önermektedir.