Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

TTK m.397 ile Karşılaştırmalı Olarak Şirket Yönetiminde Geçerli Olan
 Uluslararası Denetim Standartları

Hans-Peter SCHWINTOWSKI


I. İşletme Aleniyetinin Bir Parçası Olarak Uluslararası Denetim Standartları

Uluslararası denetim standartları, özellikle bağımsız ve tarafsız hesap denetimi, işletme bakımından “kalite onayı” niteliğindedir ve kamuoyu bakımından bilgilerin doğruluğunu temin etmektedir1. Hesapların aleniyeti kapsamlı olarak ele alınan işletme aleniyetinin bir parçasıdır, en geniş anlamıyla bir taraftan yatırımcının ve piyasanın, diğer taraftan pay sahipleri ve işletmeye başka şekillerde para koyanların korunmasına hizmet eder2. Hesapların aleniyeti nihayet, işletmenin ve onun piyasadaki durumunun isabetli olarak ve işin gerektirdiği şekilde tespit edilmesine yarar, böylece üçüncü kişilerin işletme ile iş yapıp yapmayacaklarına ve ek olarak hangi teminatlara ihtiyaç duyacaklarına karar vermelerine yardımcı olur. Buna karşılık sermaye taahhüdünde bulunan kimse, bağımsız ve objektif hesap aleniyeti sayesinde koyduğu sermayenin riskini ve şansını değerlendirme olanağına sahip olur.

İşletme aleniyeti, Merkt’in doçentlik tezinde belirttiği gibi, “ticari yaşamda yer almanın gereğidir”3. Bu olgu, Avrupa Adalet Divanının Daihatsu Kararında, üye ülkelerden bilanço aleniliğinin sağlanması bakımından gerekli tedbirleri almalarını istemesinin sebebidir4. Bilançonun aleniyeti böylece sadece ortakları korumakla kalmayacak, aralarında alacaklıların da bulunabileceği üçüncü kişileri koruma amacına da hizmet edecektir. Aleniyet ile ilgili olarak menfaat sahiplerinin çevresi büyük ölçüde belirlenebilir. Yıl sonu hesaplarının açıklanması şirketin durumunu yeterli derecede bilmeyen üçüncü kişilerin bilgilendirilmesine yarayacaktır.

Ayrıca Avrupa Adalet Divanı rekabette eşit koşulların sağlanması gereğine işaret etmektedir5, çünkü ülkeler arasındaki farklı açıklama yükümlülükleri rekabet kurallarının ihlaline sebep olmaktadır. Anılan rekabet ihlalleri sonuç olarak açıklama yükümlülüklerinin yeknesaklaştırılmasını gerekli kılmaktadır6. Bu durum, özellikle Türkiye ile AB üyesi ülkeler arasında olduğu gibi, sınır ötesi faaliyet gösteren işletmeler bakımından işletme aleniyeti bağlamında önem taşımaktadır. Nobel ödülü sahibi Amerikalı Akerlof’un deyimiyle, işletme aleniyetinin fiyat belirleme fonksiyonu söz konusudur. Hesap açıklama yöntemleri farklı ve alacaklılar ile rekabette bulunanlar bakımından yeterli ölçüde şeffaf ve güvenilir değilse, fiyatlar belirsizlikler sebebiyle riskler oranında düşmektedir. Piyasa fiyatı, farklı kaliteler için ortalama fiyat şeklinde oluşmaktadır7. Bu durumda yüksek kaliteli mallar söz konusu olduğunda, arz ve talepte bulunanlar piyasadan çekilmekte, sonuç olarak bu durum piyasaların çökmesine yol açmaktadır8. Hanno Merkt’e göre, böylece talepte bulunanların bilgilendirilmesi piyasada fiyat belirleme fonksiyonunun temini için önemli bir araç olmaktadır9. Hanno Merkt’in, “hesap açıklamanın önemi yerli ve yabancı sermaye bakımından son derece açıktır” şeklindeki saptaması bu bakımdan doğru ve kesin bir ilke niteliğindedir10.