Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Dolaylı Failliğe İlişkin Bazı Sorunlar

Meral EKİCİ ŞAHİN

TCK m.37/2’ye göre: “Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur..”. Bu düzenleme ile dolaylı faillik kurumu yasal bir çerçeveye kavuşmuştur. Ancak dolaylı failliğe ilişkin pek çok tartışma güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmada; ihmali hareketle işlenen suçlarla ve özgü suçların dolaylı fail olarak işlenmesinin mümkün olup olmadığı; taksirli suçlarda dolaylı faillik ve taksirle dolaylı faillik meselesi; dolaylı failin hataya düşmesi; araç olarak kullanılan kişinin sınırı aşması, hataya düşmesi ve sapma hallerinde arka planda yer alan kişinin cezai sorumluluğunun belirlenmesi; dolaylı faillikte manevi unsur ve teşebbüs konuları incelenmiştir.

Dolaylı Faillik, İhmali Suç, Özgü Suç, Taksir, Hata, Sapma, Manevi Unsur, Teşebbüs.

According to Turkish Criminal Code 37/2 “Also, a person who uses another person in commission of a crime is also kept responsible as the offender.” With this regulation, indirect perpetration has gained a legal framework. However, there are still many debates ongoing about indirect perpetration. In this study, the probability of committing offenses in negligent behaviour and committing particular offenses as an indirect perpetrator; the mistake of indirect perperator; determination of criminal responsibility of the background person in the condition of the intermediary person’s exceeding in limit, falling in mistake and deviation; moral element in indirect perpetration and attempts to commit an offence were considered and discussed in detail.

Indirect Perpetration, Negligent Offense, Particular Offense, Negligent Crime, Mistake, Deviation, Moral Element, Attempt to Commit an Offense.

I. GİRİŞ

Dolaylı faillik kurumu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 37. maddesinin 2. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: "Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır." Buna göre: Suç işlerken bir başkasının fiili üzerinde hakimiyet kurarak, onun hareketlerini kendi suçunda araç olarak kullanan kişi dolaylı faildir. Ancak, "suç işlerken bir başkasının araç olarak kullanılması" kavramı, pek çok açıdan değerlendirilmesi gereken bir kavramdır. Zira bir suç hareket unsuru açısından icrai veya ihmali hareketle işlenebileceği gibi; manevi unsur açısından da kasten veya taksirle işlenebilir. İhmali hareketle işlenen suçlarda veya taksirle işlenen suçlarda bir başkasının araç olarak kullanılmasının mümkün olup olmadığı; diğer bir anlatımla dolaylı faillik kurumunun uygulama alanı bulup bulamayacağı; dolaylı failliğin sınırların belirlenmesi açısından önemlidir.

Bu çalışmada, ihmali suçlarda dolaylı failliğin yanında; özgü suçlarda dolaylı failliğin mümkün olup olmadığı; aracının sınırı aşması veya hataya düşmesi halinde dolaylı failin cezai sorumluluğunun nasıl belirleneceği; dolaylı failin hataya düşmesi halinde meselenin hangi çerçevede değerlendirileceği; dolaylı faillikte manevi unsur meselesi ve dolaylı faillikte hazırlık hareketleri- icra hareketleri ayrımı, yani teşebbüs başlangıcı meseleleri üzerinde durulacaktır.

II. İHMALİ SUÇLARDA DOLAYLI FAİLLİK

İhmali suçlarda dolaylı failliğin mümkün olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak öncelikle belirtmek gerekir ki, TCK m.98'de yer alan yardım ve bildirim yükümlülüğünün ihlali gibi, gerçek ihmali suçların işlenmesinde bir başkasının araç olarak kullanılması mümkün değildir1. Bu nedenle, ihmali suçlarda dolaylı failliğin mümkün olup olmadığı tartışmaları, yalnızca garantörsel ihmali suçlar açısından pratik bir değer taşımaktadır.