Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Müşterek Konuttan Uzaklaştırma Kararı ve Bu Kararın Uzaklaştırılan Malikin Mülkiyet Hakkına Etkileri - Kişilik Hakkı Karşısında Ayni Hakkın Durumuna Dair Bir İnceleme

The Decision of Removal From Shared Accommodation and the Effects of Property Rights of Removed Owners - A Review of the Status of the Real Right in the Face of Personality Right

Emel BADUR,Gamze TURAN BAŞARA

Şiddet nedeniyle müşterek konuttan uzaklaştırma tedbiri, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 5. maddesinde hakim tarafından verilecek önleyici tedbirler arasında sayılmıştır. Şiddet uygulayanın uzaklaştırıldığı yer, şiddet mağduruyla birlikte yaşadığı müşterek konuttur. Alman Şiddetten Koruma Kanunu'nda da 6284 sayılı Kanun'da olduğu gibi, "şiddet uygulayan gider, mağdur müşterek konutta kalır" ilkesi benimsenmiş ve aynı konutta yaşadığı kişiden şiddet gören kimsenin korunması amacıyla, müşterek konutun şiddet mağduruna tahsisine imkan tanınmıştır.

Ancak hakkında uzaklaştırma kararı verilen şiddet uygulayanın, şiddet mağduruyla birlikte yaşadığı müşterek konutun maliki olması durumunda; verilen uzaklaştırma kararının, mülkiyet hakkı üzerinde bazı sınırlayıcı etkileri olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde şiddet uygulayanın uzaklaştırılmasını benimseyen yasa koyucuların, şiddet mağdurunun kişilik hakkını, şiddet uygulayanın ayni hakkından daha üstte tuttukları söylenebilir.

Ancak Alman kanun koyucusu Türk kanun koyucusundan farklı olarak, bir taraftan şiddet mağdurunu korumayı amaçlarken, diğer taraftan şiddet uygulayanın mülkiyet hakkını korumuştur. Alman Şiddetten Koruma Kanunu'nun 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, söz konusu konutun üzerinde bulunduğu arsanın mülkiyeti, oturma hakkı veya intifa hakkı mağdur ile birlikte faile ait ise veya mağdur konutu şiddet uygulayan ile birlikte kiralamış ise, konutun tahsisi süreye tabidir. Diğer taraftan 2. maddenin beşinci fıkrasında, hakkaniyete uygun olduğu ölçüde, şiddet uygulayanın, konutu kullandığı süre için mağdurdan ücret talep edebileceği düzenlenmiştir.

Şiddet, 6284 Sayılı Kanun, İstanbul Sözleşmesi, Uzaklaştırma Kararı, Mülkiyet.

The injunction of removal from shared property due to violence is counted amongst the different temporary injunction measures that can be taken by the judge at the Law No. 6284 on the Protection of Family and Prevention of Violence Towards Females. The place the violent party is to be removed from is the shared accommodation the violator cohabits with the victim of violence. In the German Law on Protection from Violence, just like in the Law No. 6284, the principle “the one using violence leaves, the one suffering from violence stay in the shared accommodation” is adopted and the person suffering from violence from their cohabitant was given the lease of the accommodation they share.

However, when the party that practices violence -and hence removed from the accommodation shared with the violence victim- is also the owner of the property in question; the decision of removal given by the court would have some restricting influences. When approached from this angle, the legislators who adopted the idea that the violent party should be removed may be said to have taken the right of the victim’s personal right above the violator’s right to their property.

The German legislation, differing from its Turkish equivalent, chose not only to protect the victim of violence but also the property rights of the violent party. According to the arrangement in Article 2, paragraph 2 of the German Law on Prevention from Violence, the ownership of the land the related building is situated, residency right, or tenancy right is shared between the two parties of the violence incident, or if the two parties have co-rented the place, then, the allotment of the property is bound by time. On the other hand, in Paragraph 5 of Article 2, it is stated that the violent party may ask for rent as long as it is within reasonable limits during the tenancy of the victim.

Violence, Law No. 6284, İstanbul Convention, Decision of removal, Property.

GİRİŞ

Türk Hukuku'nda kadına yönelik ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin iki temel düzenleme yürürlüktedir. Bunlardan ilki -Anayasa'nın 90. maddesi gereğince- normlar hiyerarşisinin daha üst basamağında yer alan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"dir. Bundan sonra kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak anılacak bu Sözleşme, Türkiye tarafından 11.05.2011 tarihinde imzalanmış ve 08.03.2012 tarihinde, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Ancak Sözleşme'nin "İmza ve yürürlüğe girme" kenar başlıklı 75. maddesinin 3. fıkrası gereğince resmi olarak yürürlüğe girmesi, 01.08.2014 tarihinde olmuştur.

08.03.2012 tarihli Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, Türk Hukuku açısından bir başka önemli gelişme olarak nitelenebilecek, 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun"da TBMM tarafından kabul edilmiştir. Bu Kanun da 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6284 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte, 14.01.1998 tarihli ve 4320 sayılı "Ailenin Korunmasına Dair Kanun" yürürlükten kaldırılmıştır.

Türk Hukuku'nda 1998 yılında 4320 sayılı Kanun'un kabulüyle başlayan şiddetin önlenmesine yönelik mevzuat çalışmalarının ulaştığı sonuca oldukça paralel bir düzenleme, Alman Hukuku'nda da yer almaktadır. Alman Hukuku'nda "Şiddetten Koruma Kanunu"1 adı verilmiş bu Kanun, 11.12.2001 tarihinde kabul edilerek, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Buna karşılık Almanya, İstanbul Sözleşmesi'ni, imzaya açıldığı tarih olan 11.05.2011 tarihinde imzalanmış olmakla birlikte; henüz onaylamış değildir. Alman Şiddetten Koruma Kanunu hem şiddeti önleme amacına yönelmiş özel mevzuat açısından taşıdığı değer hem de Türk Hukuku'ndaki düzenlemelerle içerdiği bazı ortak esaslar açısından bu çalışmanın kapsamına dahil edilmiştir.