Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Anayasa Yargısının Kabul Edilişine İlişkin İki Teori

The Two Theories Regarding the Acceptance of Judicial Review in Turkey

Ferhat USLU

Türkiye’de anayasa yargısı ilk kez 1961 Anayasası ile kabul edilmiştir. Türkiye’de anayasa yargısının kabul edilmesi ile igili iki teoriden söz edilebilir. Bunlardan birisi hak ve özgürlüklerin korunması kaygısı ile ilgilidir. Diğer bir teori ise merkez-çevre ilişkileri bağlamında temellendirilmektedir.

Anayasa Yargısı, Türkiye’de Anayasa Yargısının Kabul Edilişi, Anayasa Yargısının Kabul Edilişinde Rol Oynayan Etkenler, 1961 Anayasası, Merkez, Çevre.

Judicial review has been accepting with Constitution of 1961 at first in Turkey. There are two main theories regarding the acceptance of judicial review in Turkey. First of all, concerned with the idea of the protection of the rights and freedoms. Second can be the context of the basic of concerned center and periphery.

Judicial Review, The Acceptance of Judicial Review in Turkey, Factors That Play Role the Acceptance of Judicial Review, Center, Periphery.

GİRİŞ

Türkiye’de kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimine ilk kez 1961 Anayasası ile açık bir biçimde yer verilmiş ve bu denetimde, Avrupa modeli anayasa yargısı örnek alınarak merkezi bir yargı organı tarafından yapılması yöntemi benimsenmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere de AYM kurulmuştur1. Ancak bir yazarın da isabetli olarak belirttiği gibi “…bir devletin yapısı ve siyasî müesseseleri sadece kanun metinleriyle açıklanamaz. Daha doğrusu, siyasî müesseseler kendilerini yalnız başlarına açıklayamazlar. Hangi şartlar altında ve hangi ihtiyaçların mahsulü olarak ortaya çıkmıştır bu müesseseler? Hangi amaçlara yönelmişlerdir? Gayelerini ne dereceye kadar gerçekleştirmişlerdir? Siyasal kurumların ideolojik özleri araştırılmalıdır2.” Bundan dolayı, Osmanlı-Türk anayasacılık hareketleri içinde çağdaş anlamda ilk anayasal belge olma niteliğine sahip 1808 Sened-i İttifak’tan başlayarak, 1961 Anayasası kabul edilinceye kadar geçen sürede yapılmış anayasal belgeler ve anayasalarla ilgili gelişmeler, anayasacılık düşüncesi ve onun kodları bakımından kısa bir değerlendirme ve bilgilendirme yapılarak konuya başlanacaktır. Anayasa yargısının, anayasacılık düşüncesinin bir sonucu ya da ürünü olması bu yöntemi zorunlu kılmaktadır. Diğer taraftan Türkiye’de anayasa yargısının kabul edilişi ve bu süreçte rol oynayan etkenlerle ilgili değerlendirme ve bilgilendirmeler anayasanın katılığı ve üstünlüğü, demokrasi, erkler ayrılığı ya da iktidarın paylaşılması konuları çerçevesinde yapılacaktır.

I. SENED-İ İTTİFAK’TAN 1961 ANAYASASI’NA ANAYASACILIK VE
 ANAYASA YARGISI

Osmanlı Devleti’nde anayasacılık hareketlerinin başlangıcı olarak, 7 Ekim 1808’de merkezî hükûmetin temsilcileri ile bazı âyanlar arasında kabul edilip imzalanan Sened-i İttifak kabul edilmektedir3. Sened-i İttifak her ne kadar Padişah II. Mahmut döneminde kabul edilmiş olsa da4 onun hazırlanmasında ve kabul edilmesinde, tahta çıkması Osmanlı Devleti’nde çağdaşlaşma ve batılılaşma çabalarının başlangıcı olarak kabul edilen Padişah III. Selim5 döneminde yapılan yenilikler ve bu dönemde oluşan sosyal, siyasi ve kültürel havanın etkisi yadsınamaz.

Diğer taraftan Avrupa’da çağdaşlaşma, sömürge çağı ile eşzamanlı olarak ortaya çıkarak, bireysel hukuki ve siyasi haklar alanında genişletici etki yaratarak, geleneksel ve tarımsal toplumun kentsel ve sanayi toplumuna dönüşmesiyle sonuçlanmış bir süreçti. Ne var ki, Osmanlı Devleti’nde çağdaşlaşma süreci bu süreç takip edilerek ilerlememiştir. Osmanlı çağdaşlaşması daha çok Batının sömürgeleştirme hareketlerine karşı devletin devamlılığı ve bütünlüğünü koruma amaçlı, dahası yönetici sınıf tarafından başlatılmıştır.Özellikle Tanzimat Dönemi’nde (1839-1876) yapılan yenilikler idari, askeri ve ekonomik alanların yanında, Osmanlı toplumunun yapısında, yaşam biçiminde ve zihniyet dünyasında önemli değişimleri de beraberinde getirmiştir.