Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Rekabet Hukuku ve Politikaları ile Regülasyonlar Arasındaki İlişki: Çatışma Mı Tamamlama Mı?

The Relationship Between Competition Law and 
Policies With Regulations: Conflict or Completion?

Sevda Yaşar COŞKUN

Çalışmanın sorunsalını rekabet hukuku ve politikaları ile regülasyonlar arasındaki ilişkinin niteliği oluşturmaktadır. Doğası gereği betimleyici bir yöntemle yürütülen çalışmada; rekabet hukuku ve politikaları ile regülasyonlar arasında çatışma mı tamamlama mı olduğu sorusu yanıtlanmaya çalışılmıştır. Söz konusu olgular arasında her şeyden önce bir amaç birliği vardır: piyasalarda rekabetin tesisi ve korunması. Ayrıca rekabet hukuku ve politikalarının temel unsuru olan rekabetin düzenlenmesi, genel regülasyon politikasının ayrılmaz bir parçasıdır. Çalışmada rekabet hukuku ve politikaları ile regülasyonlar arasında tamamlayıcı bir ilişki olduğu ortaya konulmuştur.

Rekabet Hukuku, Rekabet Politikaları, Regülasyon, Düzenleyici Otorite, Rekabet.

The problematic of this study is the character of relationship between competition law and policies with regulations. The study held by using descriptive method in nature as it is tried to answer that if there is a conflict or completion between competition law and policies with regulations. It is found that there is a unity of purpose between the law and regulations i.e. ensuring and protecting the competition in the market. In addition, as an essential element of the competition law and competition policy, competition regulation is an inseparable part of the overall regulatory policy. Consequent, the study suggests that there is a complementary relationship between competition law and policies with regulations.

Competition Law, Competition Policies, Regulations, Regulatory Authority, Competition.

GİRİŞ

18’inci yüzyılın ortalarında endüstri devrimi sonucunda ortaya çıkan piyasa ekonomisi, 1990’ların başında SSCB’nin dağılmasıyla da günümüzün hakim ekonomik sistemi haline gelmiştir. Serbest piyasa ekonomisinin temeli, olmazsa olmaz unsuru ise rekabet olgusudur.

Ülkemiz de 24 Ocak kararları olarak bilinen 24.01.1980 tarihli kararlar ile serbest piyasa modelini benimseyen ülkeler kervanına katılmıştır. Böylece içe kapalı pazar yerine dışa açık sisteme geçilmiş, kurlar piyasaya göre belirlenmeye başlanmıştır. Serbest piyasa ekonomisinin tercih edilme nedenlerinin başında; kaynakların etkin kullanılmasının sağlanması, fiyatların ve maliyetlerin düşmesi, yeni teknolojilerin bulunması ve etkin kaynak dağılımı gelmektedir.1 Serbest piyasa ekonomisinde rekabet etmek bir haktır. Fakat 1982 tarihli Anayasa’mızda rekabet hakkı açıkça ifade edilmemiştir. Ancak 1982 Anayasasının 35. maddesinde yer alan “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.” düzenlemesi serbest piyasa ekonomisinin dayanağı olarak ifade edilebilir. Serbest piyasa ekonomisini dolaylı olarak yansıtan 48. maddesi ise;. “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir” düzenlemesine yer vermiştir. Yine 14. maddede “Anayasa’nın hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.” ifadesiyle bu serbestliği “sınırlayarak” güvence altına almıştır. Rekabet, kural olarak serbesttir ama bu serbestliğin sınırlarını Rekabet Hukuku düzenlemeleri çizmektedir.

Serbest piyasa ekonomisi sisteminde hayati bir öneme sahip olan rekabetin piyasalarda tesis edilmesi, korunması ve teşvik edilmesi hukuksal altyapıyı oluşturan rekabet kurallarının varlığına ve bu kuralların etkin bir şekilde uygulanmasına bağlıdır.