Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Küreselleşme ve Yerel Yönetim Reformu: “Mahcup Reform Atakları”

Globalisation and Local Government Reform

İsmail GÜNDÜZ

Küreselleşme baş döndürücü bir şekilde hayatımızı etkileyerek, her yerde kendisini göstermektedir. Sadece özel sektör değil kamu yönetimi örgütlenmesi de küreselleşmenin etkileri altında kalmaktadır. Türkiye’de hem merkezi yönetim ve hem de yerel yönetimler küresel düzeyde yaşanmakta olan bu trendin etkisiyle çeşitli reform politikalarını uygulamaktadır. 1980’li yıllarda başlamış olan yerel yönetimlerdeki reform çalışmaları, son 10 yıllık dönemde farklı bir şekil almakta ve hızını arttırmaktadır.

2012 yılı sonunda yapılan son düzenlemelerle Türkiye’de ki 30 ilde bulunan İl Özel İdareleri kaldırılmıştır. Bu İllerde bulunan İl Özel İdarelerine ait görev ve yetkiler Büyükşehir Belediyelerinin kapsama alanına girmiştir. Yerel yönetimlerde yeni bir yapılanmaya gidilerek reform çalışmasının ilk adımlarının atıldığı bu süreçte, ekonomik ve politik yönden daha güçlü Büyükşehir Belediyeleri Türkiye’nin yönetim yapısı içerisinde yerini alacaktır. Bu düzenleme sonucunda kentlerin özellikle de metropollerin ekonomik ve siyasi hayattaki önemi daha da artacaktır.

Yerel Yönetimler Reformu, Büyükşehir Belediyesi, Siyasal Temsil, Hesap verebilirlik.

Globalization has been revealing itself intensively in all aspects of our lives. Not only private sector but also public government organizations is under the influence of globalization. Both central government and local governments in Turkey have implemented various reform policies due to this global trend felt all around the world. The reform attempts of local governments that have been started about 1980s changed and speeded up tremendously in the last decade.

By the regularization done at the end of 2012, The Provincial Local Administrations (PLA) in 30 metropolitan cities is abolished. The duties and authorities of PLA regarding local services are transferred to the metropolitan municipalities. During the restructure of local services as a first step to reform process, politically more effective and economically more powerful metropolitan municipalities will take place in the governmental system of Turkey. As a result of this regularization, the importance of cities, especially metropolitans, in the areas of economic and political life will increase significantly.

Local Administrations Reform, Metropolitan Municipalities, Political Representation, Accountability.

GİRİŞ

Osmanlı İmparatorluğu dağılma süreci içerisine girdiği 19. yy. da bu süreci durdurabilmek amacıyla yönetim sisteminde yeniden yapılanma gerekliliğini görmüş, reform çalışmalarında imparatorluk için güçlü bir merkezi yönetim sistemini tercih etmiştir. I. Dünya Savaşı sonrası verilen kurtuluş mücadelesini başararak, meşruti monarşiden cumhuriyet rejimine geçişi sağlayan yeni yönetim de güçlü merkezi yönetim sisteminin devamını benimseyerek devletin yapılanmasını bu sistemin şartları ve kurallarına uygun olarak tamamlamıştır.

Cumhuriyet ile birlikte üniter yapı içerisinde kurumlarını oluşturan merkezi sistem, başkentteki bu yapılanmasını taşraya aktarırken vilayet sistemini benimsemiştir. Yetki genişliği esasına göre yürütülecek olan Vilayet Yönetiminde merkezi yönetimin kurum ve temsilcilerinin yanı sıra yerel yönetimlere de yer verilmiştir. Yeni yapılanmada yerel yönetimler Vilayet (İl) Özel İdareleri, Belediyeler ve Köylerden oluşmaktadır (KELEŞ, 2012: 98). Bu yerel yönetim birimleri, belirli sınırlar dâhilinde yetkili olan, organları seçimle iş başına gelen, kendi bütçelerine sahip kurumlar olarak düzenlenmiştir. Yerel yönetimlerin bu özelliklerine paralel olarak üzerlerinde güçlü şekilde merkezi yönetimin idari vesayeti tesis edilmiştir.

Osmanlı devletinin son 50 yılı ile Cumhuriyetin 100 yıllık süresi boyunca varlığını sürdüren yerel yönetimler yavaş bir evrim süreci yaşamaktadır. Bu evrim süreci katı merkezden kontrollü yerel yönetimlerden, zayıf idari vesayet ve merkezi kontrol bulunan daha demokratik bir yapıya doğru yönelmektedir. Türkiye’de çok partili siyasi döneme geçilen 1946 seçimlerinden sonraki dönemde yerel yönetimlerin, özellikle de Belediyelerin uygulanan katı merkeziyetçilik ve üzerlerinde bulunan idari vesayet uygulamasının yanlışlığını vurguladıkları ve bu uygulamanın yerel yönetimlerin demokratikliğini engellediğini sıklıkla dile getirdikleri görülmektedir (ÇİTÇİ, 1996: 13).