Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Gelir Vergisi Kanun Tasarısının Genel Değerlendirmesi: Görüş ve Öneriler

General Evaluation of Income Tax Bill: Opinions and Recommendations

Ali Çelikkaya

Yürürlüğe girdiği dönem itibariyle son derece modern bir vergi olan gelir vergisi zaman içinde beyana dayalı olmaktan çıkmış ve verginin stopaj yoluyla tahsil edildiği bir vergi haline gelmiştir. Bu gelir vergisinin artan oranlı olma özelliğini ortadan kaldırmış ve vergiye gönüllü uyumu azaltmıştır. Bunun üzerine 2000’li yılların başında serbest piyasa ekonomisinin koşullarına daha uygun bir Gelir Vergisi Kanunu hazırlanması çabaları hız kazanmış ve 2013 yılı içerisinde bir Tasarı hazırlanmıştır. Hazırlanan Tasarının en önemli özelliği ihtiyaçların çok iyi tespit edilmiş olmasıdır. Tasarının temel hedefleri; yatırımı teşvik etmek, gönüllü uyumu artırmak, kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandırmak, vergi tabanını genişletmek, vergi adaletini pekiştirmek, vergi güvenliğini güçlendirmek ve sosyal ve çevresel politikalarla uyumlu düzenlemeler yapmak şekilde belirlenmiştir. Ancak Tasarının bu temel hedeflere ulaşmak için çok radikal değişiklikler içermediği (gelir ve kurumlar vergisinin birleştirilmesi hariç) görülmektedir. Tasarının üç temel eksikliği; gelirin tanımının ve kapsamının değişmemiş olması, yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik düzenlemeler içermemesi ve asgari geçim indirimi müessesesinin aynen muhafaza edilmesidir. Bu yönüyle Tasarıyı bir reform olarak nitelendirmek güçtür. Bir başka deyişle Tasarı, yaklaşık çeyrek asırdır uygulanan mevcut Yasanın yerini alma beklentilerini tam anlamıyla karşılayamamıştır.

Gelir Vergisi Kanun Tasarısı, Vergiye Gönüllü Uyum, Kayıt Dışı Ekonomi, Vergi Tabanı, Asgari Geçim İndirimi.

The income tax- a highly modern tax as of its entry into force- has no longer based on self-declaration and become a tax collected through withholding tax system. This has eliminated the distinction of being the progressive income tax and reduced voluntary compliance to the tax. In response, in the early 2000 s, the efforts for the preparation of an Income Tax Act which is more appropriate to the conditions of free market economy were accelerated and a bill was prepared in 2013. The most important feature of this bill is that all the requirements are well-identified. The main objectives of the bill are determined as follows; to encourage investment, increase voluntary compliance, accelerate the transition to the formal economy, broaden the tax base, consolidate tax equity and strengthen tax security and make arrangements compatible with social and environmental policies. However, it is obvious that the bill does not include radical changes to achieve these fundamental goals (excluding the unifying income and corporate taxes). Three main deficiencies of the bill are these; the definition and the scope of income has not changed, the bill does not include regulations for renewable energy investments and the minimum living allowance has remained unchanged. So, it is hard to qualify the bill as a reform. In other words, the bill could not meet the expectations for replacing the existing law which has been applied nearly for a quarter of a century.

Income Tax Bill, Tax Compliance, Informal Economy, Income Tax Base, Minimum Living Allowance.

1. GİRİŞ

Türk vergi sisteminde köklü bir dönüşümün yaşandığı 1950’li yıllarda yürürlüğe giren ve 1961 yılında son şeklini alan Gelir Vergisi Kanunu yarım asrı aşkın bir süreden beridir yürürlükte kalmayı başarabilmiştir. Ancak bu uzun yürürlük süresi içerisinde, gelişen ekonomik koşullara ve çağın gereklerine uyum sağlayabilmek amacıyla 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda şu ana kadar toplam 76 Kanunla çeşitli değişiklikler yapılmıştır (MB, 2013, 3). Bütün bu değişiklikler neticesinde Gelir Vergisi Kanunu “yamalı bir bohça” haline getirilmiş, basit ve anlaşılabilir olmaktan uzaklaşmıştır. Bunun üzerine serbest piyasa ekonomisinin koşullarına tam anlamıyla cevap verebilecek, çok daha basit ve çok daha anlaşılabilir yeni bir Gelir Vergisi Kanununun yazılması ihtiyacı doğmuştur. Bunda hiç şüphesiz 2006 yılında yürürlüğe giren 5520 Sayılı Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun da büyük etkisi olmuştur. Ancak içinde bulunulan ekonomik konjonktürün (yaşanan dünya ekonomik krizinin) etkisi ile yeni bir Gelir Vergisi Kanununun hazırlanma süreci biraz uzun sürmüştür. Gelinen noktada 53 yıldır yürürlükte olan 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu yürürlükten kaldırılmakta ve değişen ekonomik ve mali ihtiyaçları göz önünde bulunduran yeni bir Kanunun yürürlüğe konması hedeflenmektedir. Bu çalışmanın amacı söz konusu Yeni Kanun Tasarısını genel hatları ile değerlendirmek ve bir takım önerilerde bulunmaktır. Bunun için temel referans noktası hazırlanan Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısının1 Genel Gerekçesi olacaktır. Bir başka değişle eleştiriler ve önermeler Tasarının Gerekçesi çerçevesinde yapılacaktır. Ayrıca 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan kurumların gelirlerinin vergilendirilmesini düzenleyen hükümler çalışmanın kapsamı dışında tutulacaktır.

2. TASARINININ GENEL GEREKÇELERİ

Tasarının genel gerekçesinde Türkiye’nin Dünyanın ilk on büyük ekonomisi arasına girme hedefine ulaşabilmesi için; etkin, basit ve adil bir vergi sistemi oluşturarak, kamu finansmanını sağlam temellere dayandırması gerektiği ifade edilmiştir. Bu hedefe ulaşmanın temel yapı taşı olan Yeni Tasarı hazırlanırken “altı ilke” belirlenmiştir (Tasarı, 72, 77).

i) Yatırım, üretim, istihdam ve tasarrufları teşvik etmek: Bunun için gelir ve kurumlar vergisinin tarife ve oran yapıları aynen korunmaktadır. Ayrıca yatırım teşvik sistemi kapsamında başlatılan; indirimli kurumlar ve gelir vergisi uygulamaları ile Ar-ge harcamalarının tamamının beyanname üzerinden indirilmesi uygulaması sürdürülmektedir. Bu kapsamda bir yenilik olarak ilk kez genç girişimcilere “vergi indirimi” teşviki getirilmektedir. Bunun dışında tarım kesiminde istihdamın artırılmasına yönelik olarak, kurumsallaşmaya imkân tanınmaktadır.