Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk - Alman Hukukunda Küçüğün Bir Meslek veya Sanatı Kendi Başına Yürütmesi Ve bu Durumun Hukuki İşlem Ehliyeti Üzerindeki Etkileri

Independent Operation of a Business or Trade by Minor in Turkish and German Law and Its Effects on Capacity to Contract

Kerem Öz

Türk hukukunda ve karşılaştırmalı hukukta, kişinin kendi fiilleriyle yükümlülük altına girebilme ve hak iktisap edebilme kabiliyetini ifade eden fiil ehliyeti birtakım ölçütlere dayanılarak çeşitli kategorilere ayrılmaktadır. Bu ölçütlerden biri ise kişinin yaşına bağlı olarak kazandığı statüdür. Genel itibariyle, belirli bir yaşın altındaki gerçek kişiler hukuk düzeni tarafından küçük/çocuk olarak kabul edilir. Hukuki işlem ehliyeti bakımından küçüklerin yapacakları işlemlere bir takım sınırlamalar getirilmiştir. Başka bir ifadeyle küçükler, hukuki işlem ehliyeti bakımından tam ehliyetli değildir. Ancak bazı durumlarda kanun koyucu küçüklerin hukuki işlem ehliyetinin genişletilmesini öngörmektedir. Bu ihtimallerden birisi ise küçüğün bir meslek veya sanatı kendi başına (bağımsız olarak) yürütmesidir.Çalışmamızda, tam ehliyetli olmayan küçüğün hukuki işlem yapabilmesi için gereken şartlar, özellikle kendi başına yapabileceği, yasal temsilcisinin rızasını almadan yapamayacağı, hatta hiç yapamayacağı işlemler tartışılmış, küçüğün tacir sıfatını kazanabilmesi sorunu incelenmiş ve meslek veya sanatın kendi başına yürütülmesi ifadesinden ne anlaşıldığı ortaya koyulmuştur. Öte yandan, Türk ve Alman kanun koyucuları bu konuda benzer ve farklı noktalarda bir takım düzenlemeler yapmıştır. Çalışmamızda bu noktalara vurgu yapılmış ve ilgili kanunlardaki genel ve özel düzenlemeler incelenmiştir. Bunun dışında, fiil ehliyetine ilişkin genel kuralların yanında vesayet ve velayet hukukundaki kurallar da bu konuda tatbik edilmektedir. Bu kuralların birbiriyle olan ilişkisi incelenerek, bunların uygulanma sırası ele alınmıştır.

Küçük, Hukuki İşlem Ehliyeti, Fiil Ehliyeti, Velayet, Vesayet, İzin, Onay, Rıza.

Capacity to act that refers to the capability of a person to oblige and acquire rights by his own acts is divided into different groups based on several criteria in Turkish law and comparative law. One of these criteria is the statute of a person that depends on his age. In general, a real person under a specific age is recognized by legal system as minor/child. Capacity to contract, in other words, the legal acts or transactions of minors are somehow restricted in this respect. To put it another way, minors do not have full contractual capability. However, in some cases lawmakers allow for this kind of capacity of minors to be extended. One of these possibilities is (independent) operation of a business or trade by minor.In our article, we discuss following issues: The required conditions for a not full contractually capable person to transact legally, the legal transactions which can be made by minor himself in particular, the legal transactions that cannot be made by a minor without consent of legal representative, and the legal transactions cannot be made at all. On the other hand, another issue, if it is possible for a minor to get merchant title examined in detail. Furthermore, we try to determine, what must be understood from independent operation of a trade or business. Moreover, Turkish and German lawmakers have made some similar and different legal arrangements thereon. We point out these arrangements and analyse the general and special provisions in these respective codes.Besides the general rules relating capacity to contract, the rules relating guardianship and parental custody are applicable thereon. We dissect the relationship between these rules and look into the order of application thereof.

Minor, Capacity to Contract, Capacity to Act, Parental Custody, Guardianship, Permission, Approval, Consent.

GİRİŞ

Çalışmamızın konusunu küçüğün bir meslek veya sanatı bağımsız olarak yürütmesi ve bunun Türk ve Alman hukukunda hukuki işlem ehliyeti üzerindeki etkileri oluşturmaktadır. Hukuki işlem ehliyeti, hukuki işlem ehliyetine dayanılarak yapılan sınıflandırmalar ve ehliyetin genişletildiği haller Türk ve Alman hukuku karşılaştırılarak incelenecektir. Bunun için ilk olarak Alman hukukundaki hukuki işlem ehliyeti kavramına kısaca değinilecek, hukuki işlem ehliyetine dayanarak kişiler üzerinde yapılan sınıflandırmalar ana hatlarıyla ortaya koyulacak ve ardından sınırlı ehliyetli küçüğün hukuki işlem ehliyetinin genişletildiği haller detaylı biçimde ele alınacaktır.

Diğer taraftan Türk hukukundaki durum ortaya koyulurken de aynı çalışma metodu izlenecektir. Bu noktada, fiil ehliyeti konusunda yapılan sınıflandırmalar bakımından Türk hukuku ve Alman hukuku arasındaki belirgin bir farklılığı şimdiden belirtmenin isabetli olacağını düşünüyoruz. Türk-İsviçre hukukunda ayırt etme gücüne sahip küçükler fiil ehliyeti bakımından sınırlı ehliyetsiz kategorisine girerken, Alman hukukunda ayırt etme gücüne sahip küçükler sınırlı ehliyetli olarak kabul edilmektedir.

Çalışmamız kapsamında, her iki ülke mevzuatındaki (Alman Medeni Kanunu/AMK1 ve Türk Medeni Kanunu/TMK2) konuya ilişkin hükümler ve öğretideki görüşler karşılaştırılarak benzer ve farklı noktalar ortaya koyulacaktır. Aynı zamanda, konunun Türk hukukundaki yansıması incelenirken, İsviçre Medeni Kanunu (İMK)3 ve İsviçre öğretisi de göz önüne alınacaktır.4