Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Başbakanın Radyo ve Televizyon Yayınlarını Yasaklama Yetkisi Üzerine Bir İnceleme

An Inquiry Into Prime Minister's Authority to Ban on Broadcasting

Halit Yılmaz

Devlet tekelinin bulunduğu dönemlerde mevcut olan, Başbakanın radyo ve televizyon yayınları üzerine yasak koyma yetkisi, çoğulcu bir radyo ve televizyon düzenine geçildikten sonra özel yayım kuruluşlarıyla ilgili olarak da varlığını sürdürmüştür. Bu yetki bugüne kadar çok sık kullanılmamıştır. 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’da Başbakanın yayın yasağı koyma yetkisi muhafaza edilmiştir. 6112 sayılı Kanun’un getirdiği yeni düzenleme geçmiş düzenlemelere göre Başbakana daha sınırlı bir yayın yasağı getirme yetkisi getirmiş gibi görünse de bu yetkinin Anayasa ile uyum içinde olduğunu söylemek mümkün değildir.

Radyo ve Televizyon Yayınları, Başbakanın Yayın Durdurma Yetkisi, Millî Güvenlik, Kamu Düzeni.

The Prime Minister’s authority to ban on radio and television broadcasting existed in a period when there was a state monopoly in these services has continued to be used regarding the private broadcasting organizations after a pluralist radio and television broadcasting regime was set up. Until now, this authority has not been exercised very often. The Law on the Establishment of Radio and Television Enterprises and Their Broadcasts, Law No. 6112, keeps the Prime Minister’s authority to ban on broadcasting. While this new regulation brought by the Law numbered as 6112 seems to grant a more limited authority to the Prime Minister to ban on broadcasting, it is not possible to say that this authority is in accord with the Constitution. 

Radio and Television Broadcasting, Prime Minister’s Authority to Ban on Broadcasting, National Security, Public Order.

GİRİŞ

Radyo ve televizyon yayımcılığı sektöründeki yasal dönüşümün son halkasını teşkil eden 03/03/2011 tarih ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un1 yürürlüğe girmesiyle Başbakanın belli şartlar altında radyo ve televizyon yayınlarını yasaklama yetkisi yeniden düzenlenmiştir. 6112 sayılı Kanun’un 7/1. maddesinde Başbakana tanınmış olan yayın yasaklama yetkisi ilk defa düzenlenmiş olan bir yetki değildir. Türkiye’de radyo ve televizyon yayımcılığına dair hukuksal düzeninin tutarlı bir bütünlüğe kavuştuğu 1961 Anayasası döneminden bu yana Başbakan bu tür bir yetkiye sahip olmuştur. Kanun koyucu radyo ve televizyon yayımcılığı alanını düzenlediği son kanun olan 6112 sayılı Kanun’la, yayın yasağı getirme yetkisini muhafaza etmek konusunda herhangi bir tereddüt duymamıştır.

Bu çalışmada, 6112 sayılı Kanun’un 7/1. maddesinin Başbakana verdiği yayın durdurma yetkisinin hukuksal boyutları ve özellikle Anayasa’ya uygunluğu, geçmişteki uygulamaların ışığı altında değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla öncelikle yayın yasağı koyma yetkisinin ve bu yetkiye dayanılarak yapılacak olan idari işlemin sebep unsuru olarak düzenlenmiş olan kamu düzeni ve millî güvenlik kavramları incelenecektir (I). Radyo ve televizyon yayımcılığı alanında mevzuatın ikili düzenlemeleri takip edilecek, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) (II) ile özel yayımcılara dönük düzenlemeler (III) ve bunlara ilişkin uygulamalar ayrı ayrı ele alınacaktır. Son olarak Başbakana yayın yasağı getirme yetkisi veren 6112 sayılı Kanun’un 7/1. maddesi, Anayasa’ya uygunluğu açısından değerlendirilecektir (IV).

I. YAYIN YASAĞI KOYMA KARARININ SEBEP UNSURU OLARAK MİLLÎ GÜVENLİK VE KAMU DÜZENİ

Aşağıda aktarmış olduğumuz, geçmişten bu yana yapılmış olan ve incelememizin konusunu oluşturan yasal düzenlemeler gözden geçirildiğinde hepsinde ortak olan bazı özellikler tespit edilebilir. Bu ortak özelliklerin en önemlisi, Başbakanın radyo ve televizyon yayımcılığı üzerinde sahip olduğu yayın durdurma yetkisini kullanma sebebinin, kanunlarda kamu düzeni ve milli güvenliğin gerekleri olarak belirlenmiş olmasıdır. Diğer bir deyişle, Başbakanın bu yetkiyi kullanması millî güvenliğin ya da kamu düzeninin korunmasını gerektirecek durumlara özgülenmiştir. O halde bu yetkiyi anlamak ve değerlendirebilmek için öncelikle millî güvenlik ve kamu düzeni kavramlarının anlamını açıklamak gerekecektir.