Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Çocuğun Yüksek (üstün) Yararı Bağlamında Çocuğun İradesi

The Child’s Will in the Context of the Best Interests of the Child

Özge YÜCEL

Çocuğun yüksek yararı çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve unsurlarının belirlenmesi çok bilimli bir çalışmayı gerektiren bir kavramdır. Çocuğun yüksek yararı BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen bir usul kuralı olarak çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir. Belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt, bir kılavuzdur. Çocuğun yüksek yararının unsurlarından biri de çocuğun iradesi, yani duygu, düşünce ve istekleridir. Çocuğa rağmen çocuğun esenliğini sağlamaya çalışmak hem çocuğun kişiliğine saygı duymayı zorlaştırır hem de her zaman istenen sonucu vermez, yani çocuğun esenliği korunamaz. Bu nedenle çocuğun yüksek yararı için belirlenen çocuğun varsayımsal iradesi ile çocuğun gerçek iradesi arasında bir denge kurulması şarttır.

Çocuğun Yüksek Yararı, Çocuğun İradesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çocukla İletişim, Çocuğun Katılımı.

“The best interests of the child” is a multi-disciplinary concept, which must be considered in cases involving the child. The best interests of the child is a procedural rule according to the Convention on the Rights of the Children and it functions like a guarantee for the rights of the children. The best interest of the child concept is used as a standard or criterion in order to determine the best thing for the child at a specific problem. The factors of the best interests of the child concept is the child’s will, in other words, emotions, views and wishes of the child. The attempt to provide welfare of the child in contrast to the child’s will complicates to show respect to the personality of the child. Also it is not always a successful method. For this reason, the real will of the child and the fictive will of the child, which is determined in the light of the best interests of the child concept, should be balanced.

The Best Interests of the Child, The Child’s Will, Convention on the Rights of the Children, Communication With Child, Child’s Participation.

GİRİŞ

Öğretide ve uluslararası hukuk metinlerinde yerleşmiş ifadesiyle çocuğun yüksek yararı ya da bizim tercih ettiğimiz şekliyle çocuğun üstün yararı kavramı çocuk hakları açısından temel nitelikte ve pek çok uyuşmazlıkta kılavuz ya da anahtar işlevini gören bir kavramdır. Aynı zamanda çocuğun iyiliği, esenliği için ne gerekiyorsa onun yapılmasını emreden bir normdur. Bu norm gereği çocuğu ilgilendiren her işte çocuğun üstün yararının gözetilmesi zorunludur1. Bu zorunluluğun dayanağı başta BM Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşmeler ile ulusal mevzuat hükümleridir. Türk hukukunda Türk Medeni Kanunu’nda madde 317’de “küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse”, madde 325’te “çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde”, madde 324’te “çocuğun huzuru tehlikeye girerse”, madde 337’de “çocuğun menfaatine göre”, madde 339’da “onun menfaatini göz önünde tutarak”, madde 346’da “çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde” ibareleri çocuğun üstün yararı kavramına işaret eder.

Çocuk haklarının yaşama geçirilmesini kolaylaştıran “çocuğun üstün yararı” kavramı önemli olduğu kadar zor bir kavramdır. Kavramın zorluğu anlamı bakımından değil, içeriğinin belirlenmesi ve pratikte neyin çocuğun yararına olduğunun belirlenmesi bakımından ortaya çıkar. Çünkü çocuğun üstün yararı kavramının pek çok unsuru bulunmaktadır. Bunların her biri birlikte çocuğun üstün yararını meydana getirir ve bazı somut durumlarda bunlar birbiriyle çatıştığında hangisinin tercih edileceği meselesi çocuğun üstün yararının göreceli, soyut ve durumun gereklerine göre değişen bir kavram olduğunu gösterir. Özellikle de çocuğun iradesi ile başkalarının çocuk için yararlı olduğunu düşündüğü şey birbirinden farklı yönde olduğunda çocuğun üstün yararının hangisi olduğuna karar vermek o kadar kolay değildir. Çocuğun iradesi, çocuğun kendisini ilgilendiren somut bir durum karşısında nasıl bir tavır alacağı ile, ne yapacağına karar vermesiyle ilgilidir. İrade, kişinin davranışlarını akla uygun gerçekleştirebilmesi anlamına gelir2. Yani aslında irade kendi isteklerini oluşturabilme ve buna uygun hareket edebilme yetisidir. Çalışmamız açısından bakıldığında çocuğun kendi isteklerini oluşturup buna uygun hareket edebilme yetisinin yanında bu yeti olmaksızın içinde bulunduğu duygu ve düşünceler çocuğun iradesi üst başlığı altında değerlendirilecektir. Çalışmamızda çocuğun üstün yararı kavramı üzerinde ayrıntılı olarak durulacak, kavramın unsurları irdelenecek ve çocuğun iradesinin yani çocuğun isteklerinin ve bu isteklerin ortaya çıkmasında etkili olan çocuğun duygu ve düşüncelerinin çocuğun üstün yararı kavramının belirlenmesi meselesinde nerede durduğu, ne ölçüde önemli olduğu ve nasıl bir işlev gördüğü incelenecektir.

I. ÇOCUĞUN YÜKSEK (ÜSTÜN) YARARI KAVRAMI

Çocuğun yüksek yararı kavramı çocuk ile ilgili tüm iş ve davalarda temel alınması gereken bir ölçüt olarak kabul edilmektedir3. Yasama organı, sosyal hizmet kurumları, sağlık kurumları, eğitim kurumları ve çocuğun korunmasında görevli ve yetkili diğer kurumlar yani yürütme organı ile mahkemeler ve diğer yargı mercileri çocuğu ilgilendiren işlem ve davalarda çocuğun yüksek yararını gözetmekle yükümlüdür4. Çocuk velayet konusu bir nesne olmaktan çıkıp korunması ve haklarına saygı duyulması gereken bir özne olduğundan beri çocuğun yararını koruma kaygısı toplumlarda, yasalarda kendini göstermiştir5, ama uygulamada çocuğun yararı adına yapılanlar aslında çocuğun yararına değil aksine zararına olmuştur. Çocuğun yararı kavramı çoğu kez aile yararıyla özdeş tutulmuş, kimi zaman ise anne babanın yararları, gereksinimleri ya da kusuru/kusursuzluğu ile değerlendirilmiştir. Çocuk, yetişkinler arası savaşımda kullanılabilecek bir silah gibi görülmüştür. Yetişkinler bilerek veya bilmeyerek çocuğun kişiliğini, onurunu göz ardı etmiş, haklarına saygı duymamıştır. Çünkü çocuğun kendi yararını bilebilecek yeterlilikte olmadığı varsayılmıştır6. Böyle bir ortamda çocuğun yüksek yararı kavramı doğmuş, hukuk düzenine girmeyi başarmıştır. Yani çocuğun yüksek yararı kavramı bir açıdan da velayetin sınırlarını çizmeyi amaçlayan bir kavram olarak ortaya çıkmıştır7.