Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Adalet Sancısı ile Kıvranan 
Günümüzden Geçmişimizin Adaletine
 Kısa Bir Bakış

A Brief Look at Our Past Judicial System from Today’s World Craving for Justice

Halil CİN

Hukukun ruhu adalettir. Adalet herkese hakkını vermek; haklı ile haksızı ayırarak vicdanlarda hakkın yerini bulduğu inancını yerleştirmektir. Adaletin tecellisinde uygulanan maddi hukuk ve usul kuralları kadar, uygulayıcının bilgisi, vicdanı, dürüstlüğü, bağımsızlığı, tarafsızlığı, güvenilirliği ve hakka ve adalete sahip çıkma konusundaki cesareti de önem arz eder. Bu sayılan esaslardan bağımsızlık dışındakiler uygulayıcının ahlâkını ve meslek etiğini ilgilendiren erdemler veya meziyetlerdir. Bunlar yargılamayı yapan hâkim veya savcının eğitimi ve seçimi ile de ilgilidir. Yargı bağımsızlığı yargıya, hâkime Devlet tarafından sağlanan bir teminattır. İcra’nın Yargıya müdahalesi, hâkimi hakim, mahkemeyi mahkeme olmaktan çıkarır. Yargılama bir tiyatro oyununa dönüşür. Hukuk, Adalet ve Demokrasi herkese lâzımdır. Bu hayati konularda çifte standart; yani adaletsizlik, hukukun çiğnenmesi kendine dokunmuyorsa zararı yok; dokunursa hukuk ve adalet elden gitti feryadı iki yüzlülük, riyakârlık ve hatta vicdansızlıktır. Aydınları, yöneticileri, siyasetçileri fikri dürüstlükten yoksun olan toplumlarda adalet, hukuk ve demokrasiyi yaşatmak zordur. Böyle toplumlarda hukukun üstünlüğüne değil; üstünlerin hukukuna itibar edilir. Kanun-u Esasi yargı bağımsızlığı ve adaletin tevzii konusunda çağımızın demokratik Anayasalarından hiç de geri olmayan bir yargı ve adalet anlayışını benimsemiştir. Günümüz kanun koyucuları, hukukçuları ve bilhassa uygulamacıları, yöneticileri ve devleti yöneten veya yönetmeye talip olan siyaset adamları için bu mazi önemli dersler alınabilecek değerli bir kaynaktır. Tarihimiz adil yönetim ve yüksek adalet idealine sahip yönetici örnekleri ile doludur. Geçmişimizden iyi dersler alabilirsek, günü ve geleceği inşa ederken büyük hatalar yapmayız.

Adalet, Yargı Bağımsızlığı, Kuvvetler Ayrılığı, Adil Yargı, Adil Yönetim, Adil Yargılanma Hakkı, Uzun Tutukluluk.

The spirit of law is justice. Justice is giving due rights to all; separating right and wrong and implementing the theory of righteousness. The manifestation and application of law of justice and procedural rules needs a prestige execution to bring about in first hand consciences, honestly, independence, impartiality, trust and courage. Besides independence when all five traits are implemented it brings about morality concerning the ethical virtues of law. These virtues interact with the courts, judges, prosecutors and the verdict of cases. It is guaranteed that the judicial independence of the judiciary and, of the judge are provided by the government. The intervention of the executive powers to the judiciary transforms the judge to a civil servant, the court to a mock trial whereby hearings become theatrical plays. Rule of law, justice and democracy are phenomenon, which everybody can need someday. In these vital issues, double standard approach can mean injustice and violation of the law. The countries whose intellectual elites and politicians are immoral, rule of law, justice and democracy will not last long. In these societies it is not the rule of law but it is the rule of oligarchs will be in charge. Kanun-i Esasi was a valuable source for the independence of the judiciary and distribution of justice, which had a very good understanding of these concepts as contemporary constitutions. Hence, for today’s’ legislators and executors past can give very important lessons to be practiced. Our past is full of lessons to be taken. Our just rulers of the history had the high ideals of the state. If we can observe our past thoroughly, we can build a better today and future.

Justice, Independence of the Judiciary, Separation of Powers, Due Process of Law, Just Ruling of the State, Right to a Fair Trial, Long Detention Periods.

I. GİRİŞ: ADALET KAVRAMI VE ÖNEMİ

Adalet kavramı Eski Yunandan günümüze kadar toplumların hepsinde en temel hukuki, sosyal, ahlâki ve insani değer olarak kabul edilmiş; her çağın ve toplumun adalet anlayışı farklılıklar göstermekle birlikte adalet, düşünürlerin, devlet ve siyaset adamlarının devletin temeli saydıkları bir hayat ve yönetim ilkesi olmuştur. Türk Tarihinde gerek İslamiyetten önce gerek sonra durum aynıdır. İslamiyetten önceki Türk devlet geleneğini anlatan Kutadgu Bilig, Hakan'ın en önemli görevinin adil bir yönetim izlemek, adil davranmak olduğunuı söyler. Kutadgu Bilig'de hükümdar Kün–Toğdı Vezir Ay-Toldı'ya şöyle der: “İster oğlum ister yakınım veya hısımım olsun; ister yolcu, geçici, ister misafir olsun kanun karşısında benim için bunların hepsi birdir; hüküm verirken hiç biri beni farklı bulmaz. Bu beyliğin temeli doğruluktur.1 Nitekim “Adaletin, devletin (mülkün) temeli, devamı; huzur ve barış içinde yaşaması için toplumun vazgeçilmez bir unsuru olduğu” yolundaki sözler her devirde her toplumda baş tacı edilmiştir. Ülkemizde bütün mahkemelerin duvarlarında yazılı olan cümle: “Adalet mülkün (devletin) temelidir”. Adaletle ilgili özlü sözlerin sık tekrarında toplum ve insanlık için fayda vardır.

Bunlardan birkaç örnek verelim:

“Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk devletin toplumsal düzenidir” Aristo.