Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nükleer Santral İşletenin Kusursuz Sorumluluğu

Nuclear Plant Operator’s Strict Liability

Onur Görmez

Türkiye, nükleer santral işletenleri de kapsayacak şekilde nükleer tesis işletenler bakımından özel bir kusursuz sorumluluk rejimi öngören 1960 tarihli Paris Sözleşmesinin tarafıdır. Henüz yürürlüğe girmemiş olmakla birlikte bu Sözleşme 2004 yılında Ek Protokol ile önemli değişikliklere tabi tutulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m.71 ile ise Türk hukukunda ilk defa genel bir hüküm ile tehlike sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu çalışmada, nükleer santral işletenin tabi olduğu, kusursuz sorumluluk türlerinden olan tehlike sorumluluğu yürürlükte olan Paris Sözleşmesi, Ek Protokol değişiklikleri ve TBK m.71 kapsamında incelenmiştir.

Nükleer Santral, Nükleer Santral İşleten, Tehlike Sorumluluğu, Kusursuz Sorumluluk, Paris Sözleşmesi.

Turkey is a contracting party to the Paris Convention of 1960 which sets forth a special strict liability regime for nuclear installation operators including nuclear plant operators. This Convention has been subject to important changes by the Supplementary Protocol which has not yet entered into force. Turkish Code of Obligations No.:6098 (“TCO”) article 71 sets forth a general provision concerning liability for dangerous acts for the first time in Turkish law. In this article, liability of the nuclear plant operator is examined with the provisions of current Paris Convention, Supplementary Protocol and TCO article 71.

Nuclear Plant, Nuclear Plant Operator, Strict Liability, Paris Convention.

GİRİŞ

Ülkemizin uzunca bir süredir gündeminde olmakla birlikte özellikle son dönemde gerçekleştirilmesine yönelik kararlı adımların atıldığı nükleer santrallerle ilgili olarak söylenebilecek çok şey olduğu kuşkusuzdur. Özellikle ülkemizin önemli bir enerji açığı olduğu düşünülürse nükleer santral inşasının ve enerji üretiminde kullanılmasının önemli bir menfaat kaynağı olarak ortaya çıktığı söylenebilir; bununla birlikte nükleer santrallerde bir kazanın meydana gelmesi halinde geri dönüşü olmayacak durumların meydana gelmesi söz konusu olacaktır.

Bu noktada, ciddi menfaatleri ve aynı zamanda önemli riskleri bünyesinde barındıran nükleer santrallere ilişkin olarak hukuk düzeninin belli bir pozisyon alması gerekmektedir. Gerçekten de tekniğin ulaştığı bu üst seviye hem önemli nimetleri hem de büyük çapta riskleri bünyesinde barındırmaktadır. Dolayısıyla bu alanda yapılacak düzenlemelerin bir taraftan teknolojinin gelişimine açık ve nükleer santral özelinde onun işletilmesini mümkün kılan diğer taraftan da risklere karşı koruyucu olması gerekir. Bu çalışmada, bu alandaki en önemli konulardan biri olan nükleer santral işletenin kusursuz sorumluluğu incelenecektir.

Çalışmamızda öncelikle hukukumuzdaki temel sorumluluk ayrımlarından kusursuz sorumluluğa değinilip bu kavram içerisinde yer alan tehlike sorumluluğuna ilişkin açıklamalarda bulunulacak ve nükleer santral işletenin sorumluluğunun nereye düştüğü tespit edilecek; sonrasında nükleer santral işletenin sorumluluğu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) ve özellikle Türkiye’nin de taraf olduğu Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Sorumluluğa Dair Paris Sözleşmesi (bundan sonra “Paris Sözleşmesi” ya da yalnızca “Sözleşme”) çerçevesinde incelenecektir.