Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Karşılıksız Çeke İlişkin Ceza Davasında İddiaya Karşılık Uygun Savunma Türleri Yönüyle Mahkemece Araştırılacak Hususlar

Avukat Erhan GÜNAY

ÖZET:

Karşılıksız çeke ilişkin ceza davalarında değişik iddialara karşılık, uygun düşen değişik savunma yapılmalıdır. Mahkemenin de söz konusu savunma türüne göre değişik araştırma yapması gerekir. Ancak;isabetli bir savunma ve uygun bir araştırma ile arzulanan sonuç alınır ve hüküm kurulur.

Anahtar Kelimeler: Keşide tarihinde tahrifat, Keşide yerinin gösterilmemiş olması, İbraz tarihinden önce açılmış menfi tespit veya iptal davası, Çek bedelinin ödenmemesi.

-Karşılıksız çek düzenlemeye ilişkin kamu davasında bir çok değişik iddia ve savunmalar yapılması karşısında araştırma derinleştirilerek yapılmalıdır. Örneğin, çekte keşide tarihi nde tahrifat yapıldığı iddiası varsa bu husus araştırılmalıdır. Konuya ilişkin 12. HD., 14.02.2006-582/2408 s. kararında “Borçlu icra mahkemesine başvurusunda takip dayanağı çekin keşide tarihinde tahrifat olduğunu ve düzeltmeye ilişkin paraf imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Takip konusu çekte keşide tarihi 29.12.2003 olarak gösterilmiştir. İbraz tarihi ise 06.01.2004 dür. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi incelemesi ile çekin keşide tarihinde tahrifat olup olmadığını, var ise tahrifat öncesi keşide tarihini ve düzeltmeye ilişkin imzanın keşideciye ait olup olmadığını tespit etmektir. Hükme esas alınan Adli Tıp raporunda ise, çekin keşide tarihi üzerindeki paraf imzasının keşideciye ait olmadığı belirlenmiş, ancak gerçek keşide tarihinin ne olduğu tespit edilmemiş olup, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle çekin tahrifat öncesi gerçek keşide tarihinin belirlenip, bu tarihe göre yasal sürede bankaya ibraz edilip edilmediği tespit edilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir”şeklinde görüş belirtilmiştir. Tahrifat iddiası sabit olursa icra takibi iptal edilecektir. 12. HD., 31.01.2006-24377/1053 s. kararında da “borçlu tarafından yasal süresi içinde icra mahkemesine sunulan 24.06.2005 tarihli itiraz dilekçesinde takip dayanağı çekin başlangıçta 30.01.2004 olarak yazılan keşide tarihinin 30.10.2004 olarak düzeltildiği, paraf imzasının da sahte olduğu belirtilmiş ve takibe itiraz edilmiştir. Borçlunun bu itirazı sabit olduğu takdirde çekin, TTK, m. 708 ve 720’de öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılacak ve İİK, m. 170/a-2 gereğince takibin iptaline karar verilecektir. HUMK, m. 275 uyarınca borçlunun yukarıda yer alan iddiaları ile ilgili olarak bilirkişi raporu alınmalı, keşide tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığı ve paraf imzasının borçluya ait olup olmadığı saptandıktan sonra yukarıdaki ilkelere göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir” şeklinde görüş bildirilmiştir.

Bu içtihatlar ceza davasında yapılan tahrifat iddiasının bilirkişi incelemesiyle sonuçlandırılması gerektiği yönüyle de göz önünde tutulmalıdır. Çünkü tahrif edilmiş keşide tarihine göre, çekin ibraz süresi geçmiş sayılacağından suç oluşmayacaktır. Bazen çekin keşide tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle, takibin iptali davasının açıldığı görülmektedir. Bu durumda 10. CD’nin 17.07.2007-17760/9154 s. kararına göre hareket edilmelidir: “HUMK, m. 298 gereğince, senette yapılan çıkıntı ve silintinin ayrıca onaylanmamış ise inkar halinde geçersiz olup, bu nitelikteki çıkıntı veya silintinin mahkemece senedin geçerliliğine etkili olacak nitelikte olduğu görülürse, senedin tamamen veya kısmen hükümsüz kabul edilebileceği yönündeki hükmü dikkate alınarak yapılan incelemede;sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde suça konu çekteki keşide tarihinin 27.4.2002 olduğu halde, 27.8.2002 olarak değiştirilerek işleme konulduğunu ve keşide tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle Şişli 2. İcra Tetkik Mercii Hakimliğinin 2003/327 esas sayılı dosyası ile takibin iptali davası açıldığını iddia etmesi karşısında, suça konu çek aslı ile ibraz anında alınan okunaklı ve onaylı örneği ile anılan dava dosyası getirtilip, çekin keşide tarihinde değişiklik yapılıp yapılmadığı, değişiklik yapılmış ise değişikliğin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı, keşide tarihi yanında bulunan imzanın sanığa ait olup olmadığı gerekirse teknik bilirkişi incelemesi yaptırmak ve taraflara ispat olanağı da tanımak suretiyle araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması”. Yinelersek sanığın parafı olmaksızın, keşide tarihinin değiştirilmiş görünümde olması halinde, mutlaka çek aslı ile ibraz anında alınmış onaylı örneği getirtilmeli, tahrifat incelemesi mahkemece yaptırılmalı, buna göre çek ibrazının süresinde olup olmadığı belirlenmeli ve suçun unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilerek hukuki değerlendirme yapılmalıdır. Benzer görüş Aynı Dairenin 05.06.2007-15059/6822 s. kararında da ifade edilmiştir.