Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Seçimlerinden Alınacak Dersler

Lessons to be Taken From the European Elections

Orhan Şener

Bu makalenin amacı, anayasanın ve kamu ekonomisinin etkinlik (yönetimde istikrar) ve adalet (adil temsil) ilkelerini analiz etmektir. Çünkü, Türkiye’de şimdiye kadar yapılan bütün seçimler adil temsil ve istikrarlı hükümetlerin kurulmasının ihlaline yol açmıştır. Öte yandan, 1980li yıllarda % 10 barajının uygulamaya konulması, ANAP ve AKP ye % 35 azınlık desteğiyle sandalyelerin % 65 ini kazandırdı. Bu adil olmayan nispi temsil oylaması sadece temsil sorununu değil, fakat ayrıca azınlık tarafından çoğunluğun mali istismarına da sebep olarak, seçmenin yüklendiği dışsal maliyetlere ve aşırı temsile yol açmaktadır. Avrupa ülkeleri % 2 ve % 5 arasında değişen farklı seçim barajları ile nispi temsil kuralını uygulamaktadırlar. Almanya’da Avrupa’nın en yükseği olan % 5 barajını uygulamasına karşın, ülke barajının altında oy aldığı halde % 12 bölge barajı üzerinde oy alması durumunda azınlıkların temsiline olanak verilmektedir. Bu oylama yöntemi demokrasinin çoğulculuk ilkelerine uygunluğu sağlayarak, azınlıkların parlamentoda temsiline olanak vermektedir. Avrupa’nın bütün ülkelerinde siyasal partiler azınlıkta kalanların adil temsilini gerçekleştirmek için parti koalisyonlarını oluştururlar. Böylece, azınlıkta kalanların siyasal, sosyal ve ekonomik tercihlerini siyasal karar alma mekanizmasında kolayca açıklanabilmektedir. Avrupa seçimlerinden alınacak dersleri şöyle sıralayabiliriz: % 10 barajı, örneğin % 3 gibi uygun bir düzeye indirilmelidir; Azınlıkta kalanların temsilini olanaklı kılmak için Alman seçim sistemine benzer bir seçim sistemi uygulanmalıdır; Siyasal karar alma mekanizmasında etkinliği sağlamak için Senato kurulmalıdır; Milliyetçi ve dini duyguların siyasal partiler tarafından istismarı etkin bir biçimde yasaklanmalıdır; Ulusal seçimlerinde partilerin koalisyon yapmalarına olanak verilmelidir; Belediye seçimlerinde iki turlu seçim kuralının uygulanmasına olanak vermelidir.

Nisbi Çoğunluk, Aşırı Temsil, Eksik Temsil, Seçim Barajı, Mali İstismar, Çoğulculuk, Seçmene Yüklenen Seçim Maliyeti.

The aim of this article is to analyze the efficiency (stable administration) and equity (fair representation) principles of public economy and the constitution. Because, all elections undertaken up to now in Turkey, resulted in violation of fair representation and establishing unstable governments. On the other hand, introduction of 10 % national threshold in 1980s, enabled ANAP (Motherland Party) and AKP (Justice and Development Party) to gain 65 % of the total seats with the 35 % of minority support. This unfair proportional majority rule not only resulted in unfair representation problem but also caused fiscal exploitation of majorities by minorities, leading to overrepresentation and voter’s externality costs. European countries are employing different election thresholds ranging between 2% and 5 %, through proportional representation rule. Although, Germany applies 5% threshold which is the highest in Europe, however it allows minorities to send representatives to parliament, provided that they get 12 % of the votes in their election regions, even though they don’t satisfy the 5 % threshold. This voting rule helps to fulfill the democratic principles of pulurality enabling the minorities to be represented at the parliament. In all European countries political parties estabilish party coalitions in order to realize fair representation of minorities. Thus, political, economic and social preferences of minorities can be easily revealed through political decision making process. We can state the lessons to be taken from the European elections as follows: 10 % threshold should be reduced to an appropriate level, let’s say 3 % percent; A voting rule alike the German election system must be applied to enable the minorities to be represented; A Senate must be introduced in order to increase the efficiency in political decision making process; Exploitation of national and religious feelings by the political parties must be effectively banned; Party coalitions must be allowed during the national elections; A second round election rule must be emplyed in municipality elections.

Proportional Majority, Overrepresentation, Underrepresentation, Election Threshold, Fiscal Exploitation, Plurality, Voter’s Externality Cost

GİRİŞ

Anayasa’nın 67. maddesinin öngördüğü temsilde adalet ve yönetimde istikrarın sağlanmasına ilişkin ilkelerden ortaya çıkan sapmalar, günümüz Türkiye’sinin en önemli anayasal sorunlarıdır. % 10 baraj uygulaması bu sorunun temel nedeni olmaktadır. Küçük seçim çevrelerindeki bir seçmenin oyunun, büyük kentlerdeki 3 seçmenin oyu ağırlığında olması ise, partiler arasındaki eşit rekabet koşullarını ortadan kaldırmaktadır. Bu çalışmamızın amacı, halkın demokrasiye olan inancını azaltıcı bu sorunlara, bilimsel ve uygulamaya yönelik çözümler getirmektedir. Çalışmamızın bilimsel dayanağı ise, günümüzde Batı ülkelerinde oldukça popüler olan siyasal maliye (Public Choice) bilim dalının ve kamu ekonomisinin siyasal karar almada etkinliği sağlamaya yönelik ilkeleri olacaktır.

Çalışmamızın ilk bölümünde Türkiye’de temsilde adaletsizliğe yol açan % 10 barajının analizi yapılmakta olup, ayrıca çoğulcu demokrasiye yönelik dünya uygulamasında örnekler verilmektedir. Bu amaçla, Türkiye’de şimdiye kadar yapılan genel seçim sonuçları, temsilde adalet ve yönetimde istikrarın sağlanmasına yönelik anayasa ilkeleri yönünden değerlendirilmektedir.

Türkiye’de temsilde adaletin sağlanması, sadece 1961 Anayasası uyarınca, barajsız olarak uygulanan ve artık oyların partilerin aldıkları oylarla orantılı olarak dağıtıldığı seçim yöntemiyle gerçekleşmiştir. Bu yönteme uygulandığında temsilde adalet tam olarak sağlanabilmektedir. Demokrasinin çoğulculuk ilkesine de uygun düşmesi nedeniyle, Avrupa ülkelerinde uygulanan seçim yöntemlerine göre daha adil bir sonuç vermektedir. Başta Danimarka olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde de, barajları sıfırlayan yöntemleri uygulamaya yönelik bir eğilimler giderek artmaktadır.