Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Devletin Sosyal ve Ekonomik Ödevlerinin Sınırı

The Limit of Social and Economical Responsibilities of the State

M. Gözde Atasayan

“İnsan bölünmez bir kişiliğe sahiptir. Onun yaşama hakkı, sadece terörizme ve yargısız infaz risklerine karşı 
güvenlikte olduğu bir toplumsal düzeni gerekli kılmaz. Geçimini sağlayabilmesi… (de) gerekir.”
 Enseignement des droits de ı’homme, UNESCO, Vol. IV, 1985, p.63.

Sosyal devlet, en temel tanımıyla, insanın “insan onuruna” yaraşır bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi, “maddi ve manevi varlığını” gerçekleştirebilmesi için sosyal adalet, sosyal güvenlik ve sosyal refahı sağlamaya çalışan devlettir. Anayasal sistemimizde, “sosyal devlet ilkesi” ve onun en önemli aracı olan “sosyal haklar” 1961 Anayasası’nın yeniliğidir. Devletin sosyal ve ekonomik alandaki faaliyetlerinin, ödevlerinin sınırı meselesi de, 1961 Anayasasından beri Anayasalarımızda yer almakta ve hem öğretide, hem de yargı kararlarında tartışılmaktadır. 1961 Anayasasının 53., 1982 Anayasasının 65. maddesinde, devletin sosyal ve ekonomik ödevlerini malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. Bu hükümlerde kastedilen ödevler, devletin olumlu edimlerini gerektiren sosyal haklara ilişkindir. Yürürlükteki Anayasamızın “devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları”nı düzenleyen maddesi, “bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” demektedir. 2001 Anayasa değişiklikleri ile getirilen “amaçlarına uygun öncelikler” ifadesinin yorumlanması, sosyal hakların gerçekten etkin kılınabilmesi için önem taşımaktadır. Bu çalışmada, “amaca uygun önceliklerin” belirlenmesi ve yorumlanması sorunsalından hareket edilmiştir. Bu konuda başka bir yorum mümkün müdür? Ya da nasıl bir yorum benimsenmelidir ki, sosyal hakları etkisiz kılmak yerine korunabilir, talep edilebilir kılsın?

Sosyal Devlet, Sosyal Haklar, Yorum, Sınır, Öncelikler.

The welfare state is simply defined as, the state is provides to live in a way worthy of “human dignity” and provides social justice, social security and social welfare. The principle of the welfare state and social rights which are the most important organ of the welfare state, included our constitutional system with the 1961 Constitution. The limits of the social and economical responsibilities of the state, came under 1961 Constitution and since then, this subject has been discussed in court decisions and the doctrine. 53 article of 1961 Constitution and 65 article of 1982 Constitution, it is regulated that, the state is going to fulfill its social and economical responsibilities within the capacity of financial resources.These provisions are about the social rights which are required positive acts by the state. Now, in the article of 1982 Constitution which is regulated the limits of the social and economical responsibilities of the state is emphasized that, the state is going to fulfill these tasks within the extent of the adequacy of financial resources taking account of priorities which are suitable for the purposes of these tasks. The interpretation of the criteria of “the priorities”, which came into effect within the 2001 Amendments of the 1982 Constitution, is important for the social rights. In this study, we tried to solve the identification and the interpretation of the criteria of the “priorities”. Another interpretation about this possible?Or how should we comment that subject, rather than neutralize social rights can be protected, can be requested on our judicial system?

Welfare State, Social Rights, Interpretation, Limit, Priorities.

GİRİŞ

Sosyal haklar, toplumun özellikle sosyal eşitsizliklerden ve yoksunluklardan bunalan kesimlerini ilgilendirir. Bu hakların ayırt edici özelliği, sosyal eşitsizlikleri törpülemeye hizmet etmeleridir.1 Sosyal devlet ilkesi, 2. kuşak hakların gerçekleşmesinde başlıca siyasal araçtır. Sosyal hakların bir kısmı devlete olumlu edimlerde bulunma, yani aktif davranma borcu yükler. Devlet bunları gerçekleştirmek için birtakım faaliyetlerde bulunmalı, örgütlemelere gitmelidir. Örneğin; sağlık ve eğitim hakkı, konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı vb.

Sosyal hakların bir kısmı ise, devlete yalnızca pasif durma ödevi yükler. Tıpkı klasik hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, devlet saygı göstermekle yetinebilir. Bu tür hakların en tipik örnekleri, sendika, toplu sözleşme, grev ve işyerlerinin yönetimine katılma haklarıdır. Bunlar diğer sosyal hakların elde edilmesinde silah rolü oynarlar. Bu nedenle önemleri büyüktür.