Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Miras Statüsünün Belirlenmesinde 
irade Muhtariyetinin Rolü

The Role of Party Autonomy in 
Determining of Succession Statute

Necla ÖZTÜRK

20. yüzyılın ortalarından itibaren milletlerarası unsurlu miras uyuşmazlıklarında artışlar görülmeye başlanmış, bu durum başta uygulanacak hukukun tespiti olmak üzere bazı hukukî sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar, esasen, gerek mirasa ilişkin maddî hukuk düzenlemelerinde, gerek Milletlerarası Özel Hukuk düzenlemelerinde ülkelerin farklı yaklaşımlar benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Devletler, başlangıçta bu hukukî sorunları mümkün olduğu ölçüde objektif bağlama kuralları ile gidermeye çalışmıştır. Ancak, son yıllarda, uygulanacak hukukun tespitinde murisin iradesine de rol tanıma yönünde (profession juris**) bir eğilimin ortaya çıktığı gözlenmektedir. Nitekim, bazı devletlerin Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin kurallarında ve Avrupa Birliğinin mirasa ilişkin düzenlemelerinde mirasa uygulanacak hukukun tespitinde irade muhtariyetine sınırlı da olsa yer verildiğini görmekteyiz. Bu makalenin amacı, özellikle miras statüsünde irade muhtariyetinin giderek artan önemine dikkat çekmek, bazı ülke uygulamalarını ve konu ile ilgili son Avrupa Birliği düzenlemesi olması nedeniyle 650/2012 sayılı Avrupa Birliği Miras Tüzüğünün*** irade muhtariyeti konusundaki yaklaşımını ele alarak Türk pozitif hukukundaki düzenlemeyi değerlendirmek ve öneride bulunmaktır.

Milletlerarası Miras, Miras Statüsü, İrade Muhtariyeti, Hukuk Seçimi, AB 650/2012 Miras Tüzüğü.

Since the mid-20 century, there has been an upward increase in the number of succession disputes which involve foreign element. This caused legal complexities, which needed to be resolved. However it does not seem easy to handle these legal issues because of different approaches adopted by most of the countries regarding both substantive provisions of succession law, as well as conflict of law rules on succession. These legal issues have been tried to be resolved by objective conflict of law rules. However, a new trend towards party authonomy has been emerging with regard to international succesion issues. Impacts of new trend can be seen in the European Union regulations as well as conflict of law rules of certain countries. The aim of this article is to especially emphasize the development of party autonomy in this respect and to evaluate the conflict of law rules indicating party authonomy of some countries and EU Regulation of Succession and make some recommendations in Turkish Law.

International Succession, Law Applicable to Succession, Party Autonomy, Choice of Law, EU Regulation of 650/2012 Succession.

GİRİŞ

Özellikle 1960’lı yıllardan sonra göçmen işçi nüfusun artması, bu işçilerin aileleriyle birlikte gittikleri ülkelerde kalıcı olarak yerleşmeye karar vermeleri, yabancılarla yapılan evlilikler ve bu evliliklerden olan çifte vatandaşlığa sahip çocuk ve yabancı ülkelerde kurulan şirket sayısının giderek artması, mülteci akınları ve görece az da olsa iklim koşulları nedeniyle başka ülkelerde yaşamayı tercih eden nüfustaki artış 20. yüzyılın ikinci yarısında milletlerarası unsurlu miras olaylarının artan bir şekilde ortaya çıkmasının başlıca nedenleri arasında sayılmaktadır1. Bunun yanı sıra, Avrupa Birliğine Üye Devletler arasında sınırların kalkması, mal, hizmet ve işgücünün serbest dolaşımının mümkün olması da bu artışta önemli rol oynamıştır2. Milletlerarası unsurlu miras olaylarında gözlenen bu artış, kaçınılmaz olarak bazı hukukî sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların çözümünün hiç de kolay olmadığı görülmüştür; çünkü hem maddî3 hem Milletlerarası Özel Hukukta mirasa ilişkin hükümler ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Örneğin, common law ülkelerinde murisin vasiyetname bırakması miras hukukunun temel müesseselerindendir ve muris tereke üzerinde tam bir özgürlüğe sahiptir. Oysa civil law ülkeleri kanunî mirası kabul etmekte, murise sınırlı bir özgürlük tanımaktadır. Bu temel yaklaşım farkının yanı sıra, terekenin mirasçılara vasiyetname ile geçişi, vasiyetnamenin şekli, kanunî miras, kanunî mirasçı, mahfuz hisse, mirasın taksimi gibi konularda da ülkeler arasında farklılıklar bulunmaktadır4. İşte maddî miras hukukundaki bu farklılıklar kanunlar ihtilafı problemlerinin ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılmaktadır5.

Devletlerin milletlerarası unsurlu mirasa uygulanacak hukuka (miras statüsü) karar vermeleri, bu hususun aile, eşya ve borçlar hukukunu ilgilendiren bir konu olması nedeniyle güçlük arz etmektedir6. Bununla birlikte, sorunun başlangıçta objektif bağlama kuralları ile çözülmeye çalışıldığını, ancak son yıllarda özellikle milletlerarası aile ve miras hukuku alanında bazı ülke ve Avrupa Birliği düzenlemelerinde irade muhtariyeti ilkesine yer verdiğini görüyoruz.

Bu makalenin amacı, özellikle miras statüsünde irade muhtariyetinin giderek artan önemine dikkat çekmek, bazı ülke uygulamalarını ve konu ile ilgili son Avrupa Birliği düzenlemesi olması nedeniyle Avrupa Birliği Miras Tüzüğünün irade muhtariyeti konusundaki yaklaşımını ele alarak Türk pozitif hukukundaki düzenlemeyi değerlendirmek ve öneride bulunmaktır. Bu çalışma mirasa uygulanacak hukukun sübjektif olarak tespit edilmesi ile sınırlı olup objektif bağlama kuralları kapsam dışında tutulmuştur.