Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Onarıcı Adalet ve Türk Ceza Hukukuna Yansımaları

Reparative Justice and 
its Reflections to Turkish Criminal Law

Mahmut KAPLAN

Suçun işlenmesi ile meydana gelen zararın ortadan kaldırılmasında mağdurun da etkin bir rol oynamasının amaçlanması onarıcı adalet olarak kabul edilmektedir. Onarıcı adaletin gerçekleştirilmesi için fail mağdur uzlaşması, mahkeme tarafından alınan tedbirler, aile/polis konferans sistemi, iyileştirici çevre gibi yöntemler kullanılmaktadır. Onarıcı adalet 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanuna da yansımıştır.

Onarıcı Adalet, Mağdur, Zarar, Tazmin, Fail.

Restorative Justice is accepted that victim should have an efective rol for compensating the harm which occure after committing crime. For achieving succes of restorative justice there are some methods such as: victim-offender mediation, measures taken by court, famly/poliçe konference, healing circles. Restorative justice also reverbarated to Turkish Criminal Code and Turkish Criminal Procedure Code.

Restorative Justice, Victim, Compensation, Offender, Harm.

1. GENEL OLARAK

Onarıcı adalet kavramı işlenen suç nedeniyle ortaya çıkan zararın, bu zarar mağdura verilmiş bir zarar olabileceği gibi topluma verilmiş bir zarar da olabilir, giderilmesine yönelik prosedürlerden oluşan süreç anlamında ilk defa 1970’lerin sonlarında kullanılmıştır1. Ancak onarıcı adalet sadece zararın giderilmesini ifade etmez. Zararın giderilmesi sürecine mağdurun, failin ve toplumun da katılması sağlanarak daha sonraki zararları engellemeyi de kapsamaktadır2.

Onarıcı adalet günümüz ceza hukuku uygulamasından biraz farklıdır. Bu farklılık, ceza hukuku uygulamalarının temel noktasının fail ve suç işlenmesiyle ortaya çıkan zararlar olması iken; onarıcı adaletin aynı zamanda suçun taraflarını da kapsamasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla suçun tarafları sadece mağdur, fail ve adli mercilerden oluşmaz. Toplum da aynı zamanda bu kapsama dahildir. Yani onarıcı adalet dediğimiz zaman, suç nedeniyle ortaya çıkan zararların etkisini gidermek için fail, mağdur, adli ve idari merciler ile toplumun birlikte hareket ettiği süreci ifade ederiz3.

Suçun işlenmesi ile birlikte sadece hukuka aykırı davranma veya hukuk normunun ihlali söz konusu olmayıp, aynı zamanda hukuka aykırı hareketin muhatabının uğradığı bir zarar da söz konusudur. Son iki yüzyılda ceza adaleti sistemi bu durumu dikkate almazken, mağdurun uğradığı zararın da dikkate alınmasıyla birlikte faile olan yaklaşımın değişmesi gerektiği kanısı ortaya çıkmıştır. Özellikle sadece failin topluma kazandırılmasına yönelik ıslah edici programların artık yetersiz kaldığı ileri sürülmeye başlanmıştır. Onarıcı adalet anlayışı ile birlikte suç, mağdur ile fail arasında bir uyuşmazlık olup, bu uyuşmazlığın çözümü için her iki tarafın bir araya gelmesini gerektirmektedir. Bu sayede birçok uyuşmazlık yapıcı konuşmalar, özür dileme sonucu çözüme kavuşmaktadır4. Tarihi seyrine baktığımız zaman son birkaç yüzyıldır kullanılan cezalandırıcı adalet5 kavramına karşın onarıcı adalet çok daha eskilere dayanmaktadır6. Onarıcı adalet geçmişte sosyal kontrolü sağlamanın en önemli kaynağı olmuştur. Suç nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesinde toplumsal uyuşmazlık çözüm yolları en iyi yol kabul edilmiştir.