Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu M.292 Uyarınca Kişilerden Soybağı Tespiti Amacıyla Zor Kullanılarak Kan veya Doku Alınmasının Kişilik Hakkını İhlal Edip Etmediği Sorunu

The Problematic of Whether Taking Blood and Issue Samples by Force From People with the Purpose of Determination of Paternity under the Article 292 of Civil Procedure Law Constitutes a Violation of Personal Rights

Cem AYBIYIK, Gülşah Sinem AYDIN

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlüğe giren HMK m. 292 düzenlemesi, soybağına ilişkin davalarda hâkimin tıbbî incelemelere başvurmasının koşullarını düzenlemektedir. Hükümde açıkça herkesin bu incelemelere katlanmakla yükümlü olduğu ve haksız yere kaçınmaları durumunda, hâkimin incelemelerin zor kullanılarak yapılmasına hükmedebileceği belirtilmiştir. Bu yönüyle madde hukukumuz açısından yeni bir düzenlemedir. Çalışmada HMK m. 292 uyarınca hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vermesinin, özellikle kişilik hakkının korunması açısından sınırları ve ne anlama geldiği araştırılacaktır.

Soybağı, Tıbbî İnceleme, Zor Kullanma, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Kişilik Hakkı.

The 292nd article of No. 6100 Code of Civil Procedure involves conditions for judges to apply medical examinations at paternity lawsuits. At the article, it is obviously indicated that everyone is obliged to bear these examinations and in case of evasion, these examinations could be conduct by the judge’s right to use force. With this aspect of the article, it is a new regulation for our law system. In accordance with 292nd article of No. 6100 Code of Civil Procedure, the judge’s decision for using force to conduct these medical examinations on humans, especially in the aspect of boundaries in terms of the protection of personality rights and meaning of this will be analysed in this study.

Paternity, Medical Examination, Right to Use Force, Code of Civil Procedure, Personal Right.

I. SORUNUN TAKDİMİ VE SINIRLANMASI

Son yıllarda bilimsel ve teknolojik alanda yaşanan hızlı gelişmeler, soybağının tıbbî açıdan büyük bir doğrulukla belirlenir hale gelmesi sonucunu doğurmuştur. Bu gelişmeye paralel olarak Aile Hukuku alanında da, özellikle biyolojik babalıkla birlikte hukuki babalığın tespitini ve çocukla babası arasında soybağının kurulmasını sağlamak bakımından yeni yasal düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz olmuştu. Konuya ilişkin olarak, 2002 yılında yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 284. maddesiyle, hâkimin soybağına ilişkin davalarda tarafları ve üçüncü kişileri tıbbî incelemelere katlanmaya zorlayabileceği ve davalının bu incelemelere haksız olarak rıza göstermemesinin beklenen sonuç bakımından onun aleyhine neticeleneceğini açık bir biçimde düzenlenmişti. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 292 hükmü, bu konuda yeni ve daha farklı bir düzenleme getirmiştir. Söz konusu maddede özetle, hâkimin soybağına ilişkin davalarda tıbbî incelemelere başvurabileceği, tarafların bu incelemelere katlanmakla yükümlü olduğu ve bunlardan haksız yere kaçınmaları durumunda hâkimin incelemelerin zor kullanılarak yapılmasına hükmedebileceği öngörülmektedir.

Kural olarak bir kişinin vücut bütünlüğüne yönelik herhangi bir tıbbî müdahale, ancak o kimsenin bu müdahaleye rıza göstermiş olması halinde hukuka uygun olur. Aksi durumda izin verilen bir müdahale söz konusu olmadığından bu eylem kişilik hakkına aykırı ve haksız bir nitelik taşır. Böyle olmakla birlikte sınırları zorunlu olarak kanunla çizilen istisnai bazı hallerde, kişinin rızası olmasa dahi onun vücut bütünlüğüne yönelik olarak istek dışı yapılan bazı tıbbî müdahaleler hukuka uygun görülmektedir. İşte HMK m. 292 düzenlemesi de, soybağına ilişkin uyuşmazlıkların çözümü bakımından ve özellikle çocuğun üstün çıkarı göz önüne alınarak rıza dışı tıbbî müdahalelere olanak tanıyan istisnaî bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte maddede, soybağının tespiti amacıyla tıbbî incelemenin yani kan ve doku alınmasının zor kullanılarak yapılmasından söz etmekle yetinilerek, zor kullanmanın sınırları ve ne anlama geldiğinin belirsiz bırakılması önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan biz de incelememizde, HMK m. 292/I c. 2’ de değinilen “hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına izin verir” ifadesi doğrultusunda, bu zor kullanmanın sınırlarını belirleyerek bu düzenlemenin, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda tarafların ve üçüncü kişilerin kişilik haklarını ihlâl edip etmediği sorununu ele alacağız.

Bu noktada derhal belirtelim ki, vücut bütünlüğüne yönelik bir müdahaleyi, kişinin rızası bulunmamasına rağmen hukuka uygun sayan kamu hukuku kaynaklı kanunî düzenlemeler de hukukumuzda mevcuttur. Örneğin Ceza Muhakemesi Kanunu m. 75’de Şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması” başlığı altında, soruşturma ve kovuşturmaya konu olan olaylar ile vakıaları aydınlatabilmek ve bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla şüpheli, sanık ve diğer kişilerin vücudundan -çoğunlukla kan, tükürük, saç, cinsel salgı, tırnak, vücut kılı, deri parçası, dışkı ve idrar gibi- örnekler alınabileceği açıkça düzenlenmiştir1. Ancak biz bu incelemede, yalnızca özel hukuk yargılamasına özgü olan ve HMK m. 292’de yer verilen soybağının belirlenmesi bakımından vücuttan rıza dışı ve zor kullanarak kan veya doku örneği alınmasını öngören düzenlemeyi değerlendirmeye çalıştık.